Bülent Madi iyidir diye düşünüyorum.

şehir?

bursada oturuyoruz ama bursa dışında istanbul ilk tercihim gitmemiz daha kolay, ankara da olabilir.

geçmiş olsun öncelikle, ne kadar gıcık bir adam olsa da bülent madi çok iyi bir nörologtur
www.altis.gen.tr mekanının adresi budur

gezdiğimiz 9 tane farklı doktordan tam tersi birşey söylerek,hayatımın en önemli iki kişisini kurtaran (annem ve babam),nöroloji ve beyin cerrahisi hakkında Türkiye'de kendini kanıtlamış bir doktor biliyorum. tam olarak epilepsiyle ilgileniyor mu fikrim yok,ismi Cengiz Kuday. kendisi Ebru Gündeş'i de beyin kanaması geçirdiginde hayata döndüren kişidir.Hala aynı telefonu mu kullanıyor bilemiyorum ama iletişim bilgileri en son şu şekildeydi:
Tel : 0212 288 3400(15 Hat)
Faks : 0212 288 9812
Gayrettepe Mah. Cemil Aslan Güder Sok. No: 8
Gayrettepe / İstanbul

international hospital/ dr.haluk caneroglu.

geçmiş olsun. cerrahpaşa'da prof dr Naz Yeni. uzmanlığı epilepsi.

aziz nesin' i düşünebilirsiniz.

son 10-15 sene icinde yayinlanmis bir sey olursa rahat eder herhalde. cok satanlar listeelerine de bakabilirsin.

muzaffer izgu severdim ben, bak o da olabilir

halo dayi ve iki okuz
it adasi
vs...

aziz nesin iyidir. hatta doğrudan şimdiki çocuklar harika'yı tavsiye ederim.

kesinlikle haldun taner'in hikayeleri. 4 kitaplık bir settir, dili akıcı ve kolaydır, ve inanılmaz tespitler ve çok güzel bir mizah vardır, okurken kesinlikle sıkılmaz.

aydın olmanın kolay olmadığını gösterir üstad bize bu kitaplarla.

cidden öenmliydi yahu biriniz bir el atsanız...

normal standart sorular bunlar.

yahu bu metnin ingilizcesi bi tek bana mı battı bi bende mi gariplik var yav bu ne yahu :S
ben olsam:
Dear Katharina Stifter,
I am a first year student of public administration department at Akdeniz University. I would like to study about economy or international commerce at your University, but since I study public administration here , would there be a problem about my application? I would like to apply for the 2009/2010 winter term till 11th september.....


Ha bi de
for the application,

* highschool diploma or graduation document,
* student certificate,
* approved document that states i study in a university

except those documents stated above, is there any other document that i need to send to you?

thank you for your interest, best regards.

pastafarianism: pastafarian

(bkz: sikhism)

dark side'a gecin?

kendine müslüman

(bkz: invisible pink unicorn)

en.wikipedia.org

(bkz: Flying Spaghetti Monster)

www.venganza.org

(bkz: utanmadan başkalarının esprilerini yapanlar)

paraya ve güce tapıyordum ben bi ara

ben floydianım valla

beynamaz yaz. mis gibi.

ben de din-gil yazıyor mesela.

patates dini

dini imanı para olanlar için

$$$

Merhaba,

Aklıma direkt bir hastalık geldi. Genellikle ciddi rahatsızlıklarda aşırı kilo kaybı görülür. "Her geçen gün de zayıflamaya devam ediyor." cümlesine takıldım ben. İyi bir şey değil sanırım bu. Üstelik 1.85 boy için 50 kilo felâket demek... :S
Yakın bir zamanda doktora gitmişliği var mı? Belki bir rahatsızlığı vardır ve sizden gizliyordur.
Kolay gelsin.

(bkz: reductil)

sporla desteklendiği zaman sonuçları mucizevidir ancak yan etkileri de fecidir. ben kısa bir süre kullandım acak sonra bıraktım. tekrar başlamayı denedim lakin devam ettirme gereği duymadım çünkü vücut bir süre sonra reductil'i takmaz oluyor ve sporsuz 1 gram veremiyorsuz.

ayrıca çok kötü bir ihtimal olsa bile söylemeden geçemeyeceğim, kanser vb. ağır kimyasallarla tedavi edilen ve bağışıklık çökerten bazı hastalıklar da aşırı kilo verimini tetikler.

İşte doktora gidip gitmediği konusunda bir bilgi vermiyor. Gizliyor sebebini, ketum davranıyo ve üzerinde durmuyor hiç. Endişelendiren de bu zaten...

ser veriyor sır vermiyor, üzerinde durmuyor demişsiniz aklıma yeme bozuklukları geldi. anorexia ya da bulumia olabilir mi?

@merry shelly'nin görüşüne katılıyorum. zayıflamaya başladıktan sonra durduramıyorlar kendilerini. kendi beden imajları ile ilgili sorunları var. misal aşırı zayıftır ama aynaya bakıp hala çok şişman olduğunu düşünür.

(bkz: diyabet)

sizden gizlediği yani öğrendiğinde gizlemeye karar verdiği bir hastalığı var belli ki yaşına başına bakmayın sıkıştırın.

aids bile olabilir.

uzgunum ama buyuk bir ihtimalle kanserdir bu zayifalamanin nedeni...

Yeme sorunu olduğunu sanmıyorum. Umarım sadece ve en fazla bir major depresyon sorunudur..

çok kötüyse boyayın bence, diğer türlü 20 gün diyorlar kuaförler

aynaya bakınca tiksinmiyorum kendimden? "bilerekmiş gibi sanki" diye avutuyorum kendimi. 15'te anlaşalım.

çok kötü değilse 1 aya yakın dursun o zaman.

madem durum kötü ve bu da bi kerelik bişi boyayın ve ardından bakımını zartını zurtunu yapın.

misal sarı yaptıysanız ve tekrar sarı tonu yapmak istiyorsanız açarak falan dip boyası da dahil 20 gün diyorlardı evet ha ben 20 günde boyatı yakmamıştım... koyuysa 15 de deneyebilirsin bence... bir de fazla bekletmezsen saçta bişicik olmaz artık amonyaksız boyalar var olmadı onlarla bi çözüm yaratılabilir diyorum.

ben en az 10 gün diye biliyorum

Aynı gün boyadığım oldu veya bir gün sonra... Her hafta boyadığım da oldu, düzenli olarak her ay da boyuyorum 2 yıldır e biraz yıprandı ama salla yani çok da bir şey olmaz.

meslek lisesi mezunuyum ve acaip pişmanım o derece hele ki kızsa hiç göndermenizi tavsiye etmem..

geçende birisi sitem etmişti oraya yazacaktım ama üşendim desem yeridir. okulu (ilkokuldan üniversiteye kadar) sadece ve sadece sosyalleşme alanı olarak görmek gerekir. kişinin hevesleri yapacağı işi belirliyor. tabi eğitim ve okul birbirine karıştırılmamalı. ben şu an ki okulların eğitim verdiğine inanmıyorum. ben anadolu lisesi mezunuyum ama meslek lisesi okumak isterdim.

kız çocuğu olmasından mütevellit meslek lisesi pek uygun kaçmayabilir. düz lise kızlar için sosyal ortam olarak daha uygun. daha az sıkıntılı bir ergenlik dönemi yaşar hiç olmazsa. bu da uzun vadede daha mutlu olmasını sağlar. okula gelecek olarak bakmayın kesinlikle.

bence de düz lise yazabilir zira bu bahsettiğiniz avantajlara önümüzdeki 4 yılı için güvenmeyin derim...

kesinlikle düz lise. avantajı yok dezavantajı var meslek liselerinin. meslek lisesinden mezun olunca lise birincisi falan olmadığı takdirde 2 yıllık üniversiteye gidecek.

meslek liseli olarak iletişim'de gelecek çok parlak.

Kesinlikle meslek lisesi.Kusura bakmayın ama düz lise amele kaynağı ,çıktığı zamanda bir nane olma imkanı yok. En azından mesleği olur. Bunun dışında kat sayı olayıda kalktı. Üni isterse diye.

düz lise

söz konusu olan iyi bir meslek lisesiyse olabilir. çünkü meslek lisesi var, meslek lisesi var. kimileri ip kopuk mıknatısı gibi, kimileri de en seçkin okullara taş çıkarır. zaten katsayı olayı da kalkıyormuş herhalde. ama geri gelmeyeceğini de kimse garanti edemez tabi.

bi de şu var. kardeşinizin konuya yatkınlığı yoksa doğru dürüst bişe öğrenemez meslek lisesinde. bunu baştan kabullenin. mezun olduğunda hiç olmazsa bi mesleği olur yanılgısına kapılmayın. meslek sahibi falan olamaz o şekilde.

saçma bence bünyenize ve paranıza yazık etmeyin!! işe yarayacağını zannetmiyorum gerçekten işe yarayan bişi olsydı sansasyon yaratırdı...

www.youtube.com

teşekkür ederim ama bunlar kısa olanlar. ben tam bölümleri arıyorum.
saygılar & sevgiler...

4. nesil merhum yazar...

Genellikle illegal içerikli sitelerden bulaşan bu durum sonucunda arka planda istemediğiniz bir görüntü veya karartı oluşur. Her ne kadar masaüstü duvar kağıdını değiştirseniz de o yine orda durur. Bu sinir bozucu durumu düzeltmenin yolu şu şekildedir;

Denetim Masasından Görünüme gelirsiniz. Açılan pencerede “Masaüstü” sekmesine gelip “Masaüstünü Özelleştir” düğmesine basarsınız. Açılan yerde “Web” sekmesini görüp ona basarsınız. Daha sonra bir liste çıkacaktır. Orada “Geçerli Giriş Sayfam” haricinde ne varsa silersiniz. Bu şekilde o yapışkan şeyden kurtulmuş olursunuz..

kaynak: www.forumumsun.com

İnternette şöyle bişi buldum birilerinin işine yaramış bi bak derim:


1.Başlat
2.Çalıştır
3.Regedit yaz
4.HKEY_CURRENT_USER\Software\Microsoft\Windows\Cur rentVersion\Policies\System
Bölümüne git
5."Wallpaper"=SZ:C:\WINDOWS\desktop.html girişine bir kez tıkla (farklı şeyler yazabilir)

6.Delete tuşuna bas
7.Registry Editörünü kapat
Şimdi değiştirmeyi dene
kaynak : www.helpmerick.com

madem çok üzülecek, arkadaşımın işi çıktı gidemicez de, arkadaşına da durumu anlat, gitmeyiverin. kırmamak lazım anneleri.

siz arkadasinizla bu tatile gidin ama sureyi kisarak ya da supermarket alisverisiyle karin doyurup, hostellerde ucuza konaklayarak butceyi zorlamayin.

annenizle de donus icin ayri bir tatil plani yapin. ne bileyim ucuza uculabilcek, ucuz bir ulkeye giderseniz olabilir mesela.

anneye de sey diyin, senle xxx'e gidelim donuste, arkadasimin parasi az, surunerek takilcaz, sen rahat edemiyceksin, ben de rahat edemicem vs.

arkadaşına sor bence, sana uyuyor annenin gelmesi anlattığına göre. anneni değil arkadaşını ikna etmesi daha kolaydır gibime geliyor, arkadaşının biraz buruk gelmesi sana anneni bırakıp gitmen kadar zor gelmeyecek gibi duruyor. başarılar.

arkadaşına teklifte bulun annenin gelmesi konusunda kabul etmiyorsa bence annenle gezin :)
ne var yani gelse kadıncaaz çoğu hostel pansiyon zaten üç kişilik odalara sahip, olmayanlar da ek yatak yapıyor...
hem kaç yaşında kadın gönlünü almak lazım, ileride başına bir şey gelirse vicdan azabı çekmeyecek misiniz allah korusun...
o kim bilir sizin için nelerden vazgeçti hayatta...

pyro clustic flowun önerisi iyi
kırmayın annenizi

belli ki anneniz çok istiyor, kırmayın bence de allah korusun ilerde üzülürsünüz vicdan azabından, anneleri üzmeye gelmez, arkadaşınızı da ikna etmeye bakın ha tabii annenize bak biz sürünücez diye de anlatın baktınız ona uymuyor arkadaşınızla gezi planını kısaltın kalan süreyi annenize ayırın :) kırmayın annenizi...

kakao yağı kullanabilirsiniz ama kesinlikle ve kesinlikle koruyucu kullanın derim çok pişman olursunuz sonra acıdan ölürsünüz :)

sprey almayın uçup gidiyor bi işe yaramıyor wax kıvamında olanları var onlardan alın sürün geçen sene en son kasımda güneşlendim o günden bu güne açılma olsada renkte bi bronzluk hala duruyor.(bunda 3 ay tatilde olmamın etkisi büyük)

süper bronzluk elde etmek için havuç yağı içeren kremler bire bir benim tecrübeme göre. ancak onların da çeşitleri var, böyle turuncu vazelin kıvamında krem gibi olanlar gerekli güzel bir bronzluk için. ben beyaz tenli olmama rağmen koruyucu namına hiç birşey kullanmıyorum sadece bu havuç yağını sürüp biraz dikkat ediyorum güneşte kalma süreme, sonuç acısız ve güzel bir bronzluk oluyor:)

çağlar sanat merkezi ile bi görüşün derim ben

(bkz: arkadaşımın aşkısın)

arkadaşın eğer harbiden arkadaşın ise, saniye durma arkadaşından yana oy kullan. her şey biter, ilişkiler vesaire. işin tabiatı bu yani, bitmeye programlı ve düzelmez de hiçbir zaman. ama arkadaşın eğer arkadaşınsa gitmez. onu seç, pişman olmazsın ve arkadaşlıklar düzelebilir, kadın erkek ilişkileri filan düzelmez. hem arkadaşından olma. 'ama arkadaşlar iyidir'.

"Benim kız arkadaşımın yanındaki kız" kız arkadaşınızın arkadaşına yavşamaya utanmıyor musunuz? belli utanmıyorsunuz gerçi.. ama bir de kız arkadaşınıza "ya sen de farkındasın ben de bir sorun var sevgili gibi göremiyorum, sanırım uzun soluklu bir ilişkiye hazır değilim" diye yalan atmaya utanmıyorsunuz. 2. kızla çıkınca diğer arkadaşlarınızın suratına nasıl bakacaksınız? hem sizi napsın artık o kızlar, hem gözünüz dışarda hem yalancısınız.
herneyse. dürüst olun bari. kız kabul ederse yanınıza kar kalır.

Sanırım okurken gözden kaçırdınız, benim sevgili gibi görememem tamamen ikinci kızdan bağımsız. Yani zaten o kızı hiç görmemiş olsaydım bile kendi ilişkimi sonlandıracaktım çünkü istediğim gibi mutlu değildim. İkincisi kimseye yavşamadım ben. Öyle bir duruma düşmemek için sadece mest olmuş bir şekilde izledim kızı başka da bişi yapmadım. Kimseye de yalan atmadım.

"çok kadın hiç kadındır olm, yalnızlıktır sonu."

bir bar filozofu, 1997

once arkadasınla konus gorus, biriniz cekilsin en bastan, sonra hatuna yavsama kısmına gecilir.

"cok kadın iyidir" -author

Abi onu düşündüm de çocuk dicek sen ne ara ayrıldın da benim hoşlandığım kıza yazıyorsun? Baya da değer verdiğim bir arkadaşım. İyice çıkmazlara girdik yaa.

belki demeyecek ?

Haklısın en ufak bir ihtimal varsa bile kovalamak lazım. Ama içimde bu işten ben zararlı çıkıcam gibi bir his var. Neyse hayırlısı bakalım gerçi kızın görüşlerini hiç bilmiyorum. Sevgilisi olmadığını biliyorum o kadar.

sapı copu yoksa yeterli iste, madem guzelmıs de. kalanını zamana ogrenırsın zaten bastan kısıtlama kendını.

"sen ne ara ayrıldın da benim hoşlandığım kıza yazıyorsun?"
kendi ağzınızla söylüyorsunuz, insanlar bizi sevgili biliyor, bir öyleyiz bir böyle diye.. işinize gelince sevgili, gelmeyince arkadaş ayakları..
sizin yanınızdaki kız, arkadaşınızı beğenip, sizi "hazır değilim" diye terketseydi de hemen diğerine gönül verseydi ne düşünürdünüz? ne derdiniz? ben söyliyim, "orospu" derdiniz. hah işte o ayak.
bu arada 2. kız sizi arkadaşının aşkı biliyorsa zaten sümüğünüzü çekersiniz sadece.

Abi inatla yaftalıyorsun beni ya :) Sanki ben kızı beğendim diye ayrılmak istiyorum gibi bi sonuç çıkıyor senin sözlerinden ama kesinlikle öyle değil. Öyle sevgili gibi olduk ama sonra ben netçe düşündüm ve daha sonra üzülmesin diye şimdi ayrılmaya karar verdim. Yani diğer kız beni kabul etsin ya da terslesin ben her durumda ayrılıcaktım zaten. Aslında doğru söylüyorsun sümüğümü çekmem yüksek ihtimal ama bi denemek istiyorum. Hem ayrılmayıp kızın yüzüne gülüp, vaktini çalsam daha mı etik olurdu?

herm..
iyi bir sonuç almak istersen, arkadaşlığınızı sürdür ve bir süre geçtikten sonra açıl derim ozman.

o 2. kız senin ayrıldığın kızın arkadaşıymış ya herhangi bi hareketinde anında o eski kız arkadaşına haber uçar "saldiray abi" böle böle dedi burdaymış şunu yaptı diye. Eski kız arkadaşın da seni burda yaftaladıklarından çok daha haklı bir şekilde ve daha da kötü yaftalar, elinde hiçbişi kalmaz, arkadaşına da yamuk yaptığınla kalırsın. dünyada başka kız mı yok?

Evet işlerin o şekilde ilerlememesi için tek umudum 2. kızın ona olan ilgimden bahsetmemesi. Ben de arkadaşıma herhangi bir şey söylemeyeceğim bu konuda. Zaten kızların şu arkadaşımın sevgilisiyle olmam tripleri deli ediyor beni yaa. Belki senin için doğru kişi o? Belki tam istediğin gibi biri? Ama yok zamanında arkadaşıyla iki ay çıktı diye hemen imkansız oluyor. Hey allahım yarabbim.

herkesi topla bir masada konuşmak için, threesome hatta foursome filan ikna et milleti ayarla bir şeyler bence.

arkadaşından hoşlanarak, en büyük kötülüğü yapmışsınız zaten kız arkadaşınıza, olan olmuş, bari aşk yüzünden olsun, hayallerimin kızı dediğiniz kızı kaçırmayın bence.
zaman geçirmeden, hemen bugün , gidin konuşun herkesle dürüstçe. bakın bakalım neler olacak. buraya da yazın olanları da merak etmeyelim, gereken dersleri çıkaralım :)

Arkadaşından hoşlandığımı söylemedim hem zaten benim kız arkadaşım da diyordu aramızda pek sevgili boyutu yok diye farkındaydı yani benim soğukluğumun. o açıdan hani ayrılığın pek sorun olacağını sanmıyorum. Kendi arkadaşımın da fikrini sordum benim düşüncelerim hakkında bişey demeden, finaller staj falan derken zaten memleketine gidicek, kızdan hoşlandığını ama bi ilişkinin pek de olası görünmediğini söyledi. Valla ben de merak ediyorum çok bu işin sonunu. Zaten olumlu veya olumsuz bi durumda bir şeyler yazan herkesi haberdar etmeyi düşünüyorum :)

1. kızdan hoşlanmamışsın ama takılıyormuşsun, ayrılacakmışsın.

2. kızdan hoşlanmışsın hayallerimin kızı demişsin. Peki 1. kız ile 2. kızın samimiyet derecesi ne kadar ?

Arkadaşın ile senin samimiyet derecen ne kadar. Arkadaşına durumu anlatsan hoşgörü gösterebilecek kadar samimi misiniz?

Arkadaşının 2. kıza karşı duyduğu ilginin boyutu ne kadar?

2. kızın sana karşı davranışları masadayken nasıldı?

Yaşınız kaç?

2. Kız ile birliteliğe başlarsanız 1. kızın size yapacağı en kötü muamele ne olabilir?

Arkadaşımla ben baya samimiyim, rahatlıkla konuşabiliriz bu konuyu. O sadece güzel, hoş kız, numarasını da alamadık falan dedi o kadar. Kızla masada baya sohbet ettik, gülüştük bugün de bir kaç kez mesajlaştık. O iki kız da benim arkadaşımla olduğum gibi sınıf arkadaşı. Yaş 22. Bir kötülük yapacağını sanmıyorum ya ne yapabilir ki?

össden sonra mal gibi hissedeceksin, hele bi yer kazanıp gittiğinde kimse össyi sallamayınca ve hatta össye girenler haricinde bi de dersanelerin danışman hocaları haricinde kimsenin umrunda olmayacağını göreceksin. acı ama gerçek bu.

össden bi gün önce çalışmayı bırakmak falan kişiye bağlı tabii. ama zamanla göreceksin ki zaman çok önemli ve son anlarda baktıkların öncekilerden çok çok büyük etki bırakıyor.

öss kolay bir sınav. bol soru çözmek hızını arttıracaktır muhakkak, ancak konulara hakimiyetin seni herkesin önüne atacaktır. konu eksiği bırakma, çıkmış sorulara bak.

kolay gelsin ve hayatının öss ile dolu iğrenç kısmı için geçmiş olsun.

öss'den 3-4 gün önce çalışmayı bırak, gez dolaş eğlen. bu saatten sonra da başka dikkat edilecek bir şey yok. önündeki maçlara bak.

kendini hazır hissediyorsan seni hiçbir şey tutamaz. hadi geçmiş olsun.

bir de "çalışmakmı?" "birşeymi?" vs. kelimeleri buradaki gibi yazmıyorsundur umarım :)

öss'^den sonraki kısım içinse, büyük bir boşluğa düşeceksin, hayatının birinci önceliği bir anda yok olmuş olacak. garip bir his. yine de rahatlıyorsun, ona da paha biçilemez.

herkes sana öss den önce yapman gerekenleri söyleyecektir şimdi ben sana sonrasında genelde nolur onu anlatıyım :) öncelikle acayip bi boşluk hissi, aylarca çalışmış o bünye o boşluğa bi alışamaz zaten sürekli bi "lan yapmam gereken bişiler vardı da unuttum mu?" hissiyatı ile gezersin bisüre. zaten içinde sürekli sonuclar ne zaman geliyo nereye giricem, nerenin puanı ne kadar şunu mu yazsam derdi olacak, dersaneye urayacaksın falan, eğer kesinleşmiş bi puanın sıralaman yoksa yani nereye gireceğin daha belli değilse o yerleştirme sonucu gelene dek bi diken üstünde olma hali ne yapacağını bilememe durumu falan olacaktır ama herşeyden sonra çok çok çok rahatlayacaksın acaip böyle anlatamam sana :) çoğu arkadaşım sınavdan çıkışta ağlamıştı hatta, kötü geçtiğinden falan değil bildiğin sinir boşalması yüzünden:) hadi bol bol başarılar çok çok şanslar :)

bak sakın ama sakın bir soruya takılıp kalma.

bizzat seneler boyunca "mal mıyım takılıp kalayım ya ehehehhe" diye gezindikten sonra öss'de "aa şekilli soru lan kolaydır" diye bir mat sorusuna takıldım en az 5 dakika geçti, yalnış yaptım, konsantrasyonum bozuldu. sonrasında da toparlanana kadar anam ağladı. sonra istediğim okulu 3 puanla kaçırdım, şuan bulunduğum konuma küfretmekten sınıfta kaldım ve muhtemelen 6 sene sonucunda istemediğim okul ve bölümden mezun olacağım.

sanırım açık ve net.

ha bir de sınıfta ekstrem olaylar olursa, yok gıcırtı, cam kenarında konuşan, içeri kuş girmesi vs. hemen çat diye söyle vakit kaybetmeden. eğer gözetmen öküzse hiçbirşey yapmıyor olan sınavdakilere oluyor.

sakin ol... hayat güzel aklından çıkarma, ne bir soruya takılıp kalmak ne de beklediğinden düşük almak falan hiçbir şey dünyanın sonu değil daha gencsin. hayat güzel sakin sakin yap telaşlanma nolursa olsun sınav süresinde sakın moralini bozma unutma ki bu bi sıralama sınavı eğer ola ki sana cok acaip zor geliyorsa ve de cok kötü bi öğrenci değilsen bil ki herkese acaip zor gelicek ve sıralama da ona göre olacak.

şimdi öncelikle öss ye neden çalışmalı diye sormak lazım.sistem sana öyle bir şekilde dayatıyor ki ya öss ye gireceksin yada kaynakçıya. Bu demek değil ki üniversiteye girdin adam oldun yine işsizler ordusuna katılcaksın unutma, lakin kendin için, kişisel gelişimin için, hayata bakış açını genişletebilmek için üniversite önemli bi basamak. Üniversiteye ders görmek yada mühendiz(ZzZz) olmak için gitmiyorsun senin yasında biraz olsun düşünen adamlar neler yapıyor sen hangi basamaktasın görmek için gidiyorsun. şunu da unutma ki öss bu sistemin içine entegre olmak yada silinmek için değil sistemi sarsacak adımlar atabilmen için sistemin içine sızmanı sağlayacak bi basamaktır, bu basamagı gectikten sonra artık özgür ve hür bir birey olarak sana yapman gereken tek şey kalıyor kendini geliştirmek ve sürüden ayrı, düşünen insan olmak. bu arada sana bi tavsiye taşra üniversitelere dikkat et.

"ve birde öss den bir gun once çalışmakmı gerek yoksa başka birşeymi yapmak lazım?"


son saate kadar dil bilgisi çalış bence.

nostalji yasadim valla okuyunca:) Sana nacizane tavsiyem normal uyanma ve uyuma rutinini bozma.son gün biraz yorul ki sınavdan önceki akşam mışıl mışıl uyu. kafan rahat olsun. Ben uyuycam diye debelenip debelenip geceyarısı saatin 4'ünde uyuyabilmiştim. sabah da miğdem bulanıyordu. Yani işte hadi şimdi çalışmayı bırakayım ben son bir hafta ne yapayım ne yapayım diye boşluğa düşme. Rutinini bozma ki öss'ye normal bir dersane sınavı muamelesi yapmaya çalış. bünyeni böyle kandır.ayrıca bir klasik de benden gelsin "tek soruya takılıp kalma!":))

Hhmm başka başka, soruları görünce insanı böyle bir heyecan kalıyor. özellikle banko dediğin soruları görünce heyecanlanıyorsun hemen çat çat çözmeye girişiyorsun ve çok çok saçma toplama çıkarma hataları yapıyor insan.sonra ben bu mal soruyu nasıl çözemedin diye tekrar aynı hırsla girişiyorsun. çok büyük hata. Sakin sakin emin adımlarla ama oyalanmadan çöz.

öss'den sonra hissedilenlerin içinde keşkeler amalar da oluyor. bunları sana iki kere öss ye girmiş , çoktan mezun olmuş ve çalışan bir insan olarak yazıyorum. İnsanın hayatında inişler olduğu gibi çıkışlar da oluyor. Hiç umudunu ve azmini yitirme. Herşey çok güzel olacak:))

futbol, basketbol vb. artık hangisiyle alakan varsa, sınava kadar oynama. bir tarafını sakatlarsın falan, kötü olur.

Son gece sınava çalışma filan derler ama eğerki gerçekten bir konuda eksikliğin varsa bakabilirsin. Ama çıkma ihtimali düşük konulara filan son gün kafanı yorma. Mesela formüllerden bazılarında takılmış olabilirsin aç bak. Birşey kaybetmezsin. Veya böyle etraftan basit soruları filan bul, özellikle son yılların sorularından kolay olanlarına bak, aa sınava bak diyeceksin yarında o soruların benzerleri gelecek karşına sakın korkma de kendine.


Anladığım kadarıyla ilk kez giriyorsun. Eğer sınav yerine kendin gidebilirsen kendin git. Özel araç sokup iyice trafiği mahvetme.(Eğer kalabalık bir şehirde yaşamıyorsan tabi). Mutlaka annen, baban, halan, teyzen, annenin halasının kızı falan filan sınava gireceğin yere seninle gelmek isteyecektir. Başta tavırlı ol, babam götürsün bıraksın beni de. Kimse gelmesin bak yoksa girmem sınava diye tehdit et. Evet biliyorum kesinlikle başarısızlıkla sonuçlanacak bu girişimin. Annen mutlaka gelmek isteyecektir. Kafana fazla takma. Zaten emin ol, sınava gireceğin yerde öğrenciden çok anne babalar olacaktır. Hadi herkes girsin artık okula denildiği zaman, sanki çocuk uzun bir yolculuğa çıkıyormuş gibi özellikle anneler öpüşür koklaşırlar. En son duyacağın sözler babadan gelir. "Sakin ol oğlum tamam mı, bilmediğin soruları boş bırak :)" .

Anneden gelen her türlü okunmuş pirinçtir sudur falan feşmekan hepsini at. Annedir ama bu tür şeylerden medet umması senin iyiliğini istemesinden kaynaklanır. Pirinç filan yeme sakın, kuru üzüm seversen yiyebilirsin.unutma kuru üzüm zihin açar filan ama iki kuru üzüm yiyerek bilmediğin şeyler aklına gelmez. Bunlar işin hikaye kısmıdır.

sınava girdiğinde etrafındakilere bakarak onların haline çaktırmadan gül. Orda sağ tarafında bir yerlerde bir kız olacak, böyle bitter çikolatası parça parça hale getirilerek yemek için hazırlanmış halde önünde duran, 5-6 tane kalem ve iki pet şişe suyu olan bir kız. O kızı görürsen önce benden selam söyle sonra kendi kendini motive et, şunların haline bak ya, heyacandan ölecek hepsi bunlardan bişey çıkmaz, bir kere bu sınıftan birinci ben çıkarım de.

Topuklu ayakkabı giymiş bayan hoca da olacaktır, ama sen kafana takarsan o topuklu ayakkabı senin dikkatini dağıtır, yani salona girer girmez görevlinin ayaklarına bakma, acaba topuklu mu giymiş diye. Görevliyle mutlaka iyi geçinmeye bak sınav öncesi. Çünkü sinirlenmemen lazım, ruhen çok ama çok rahat olmalısın. Sınav anında kafana hiçbir şey takılmaması lazım. Sınav kitapçıklarını verecekler, kitapçık türüne filan dikkat et. Bir de o kitapçıklar böyle sayfaları birbiriyle birleşik halde verilecek. Sakın onları ellerinle yırtayım deme böyle nüfus cüzdanını arasına sokarak kes. Artık başlayabilirsin. Bölümleri deneme sınavlarında nasıl çözdüysen o ana kadar o sırayla çöz. Değişiklik yapmaya kalkma.

Sınav bitti. Sınavdan önce annenle babana söyle (bunda kesinlikle ısrar et) çıkışta seni kesinlikle ama kesinlikle beklemesinler. Çünkü güzel de geçse kötü de geçse onların sana bakışları seni yiyip bitirebilir. Hele bir "Nasıl geçti oğlum/kızım?" diye sormaları eğer kötü geçtiyse seni kahredebilir. O yüzden sınav çıkışında seni görmesinler.Sınav bitince müthiş bir rahatlama hissi duyacaksın, hele bir de sınavın beklediğin gibi iyi geçtiyse için içine sığmayacak, Sınavdan çıkarken acaba kaçını yaptım filan gibi kafanda bir sürü soru olacak eve gelip bakmak isteyeceksin sorulara. Ama ondan önce kafana göre takıl. Sınavdan sonra yapmak istediğin mutlaka bişey olacaktır. Onu yap. Mesela günlerdir açılamadığın bir kız vardır, açıl gitsin. Belki bu zaferi kutlamak için içkiye başlayacaksındır(daha yaşın küçük) kesinlikle başlama. Ne bilim yapmak istediğin mutlaka bişeyler olacaktır o anda yap işte bişeyler.

Sınavın iyi geçtiğini düşünüyorsan, eve gidip sorulara bakabilirsin. Sorulara bakarken, cevabını hatırlayamadığın sorular olacaktır mutlaka.Onları yanlış cevap vermişsin gibi al. Yanlış değildir belki ama doğru çıkarsa daha çok sevinirsin.

İşte böyle artık sınav sonuçları açıklanana kadar hayatını yaşa gitsin. Yapmak istediğin herşeyi yap.

yoruldum.

2.gün bulduğu oğlanın suçu ne ? kızı öldür, geçer acısı. allaaam yaaa.

1 aya unutursun.

Uzun sürse de, unutuyorsun bir süre sonra. Öfke duygusu üzüntüyü bastırırsa daha kolay olur. Yalnız öfkeyi intikama dönüştürme, tck oyabilir. Yoksa çoktan kezzap atmıştım ben birilerinin suratına.

ön bilgi: bir dahaki sefere mallık yapmazsın. bitmiş ilişkiden sonra edinilen sevgililere de (ister bir saat sonra olsun ister bir ay) aldatılma denmez.

sorunun cevabı: çok ekstrem çözüm olarak açık ilişkileri öneriyorum sana. aldatılma ihtimalini bile ortadan kaldırıyorsun ne şahane değil mi.

kişisel yorum: mallık mallıkla kapanmaz ne demek adam öldürme kadının ağzını burnunu dağıtma. şehir magandası seni. her ayrılık acısı yaşayan/aldatılan adam öldürmüyor. etraftan gördüğümüz üzere demişsin senin algında bir sorun var. hislerine uygun örnekleri seçiyorsun. iyi etmiş kız. çocuk hayalleriymiş. senin gibilerin üremesi engellenmeli.

olan olay kendine guvenin zedelenmesi. senden ayrildiktan sonra hemen bir baskasini bulmasi "bir baska erkegi senden daha nitelikli buldugunu" belirttiginden kendini bok gibi hissediyorsun. bunu tamir etmenin tek yolu bir baskasi uzerinde basarili olup, beynine bu onceden guvenini kaybetmene neden olan olayi (terkedilmeyi) bir "istisna" olarak gosterebilmen. yani bir baskasini bulur ve onu mutlu edebildigini gorur isen, o kisi de sana karsiliginda memnuniyet/vefa (artik nasil gormek istiyor isen) gosterebiliyor ise, guven dengen yerine gelir ve su anda uzuldugun kadar uzulmezsin.

ha, gercekten asik iseydin bu kisiye, bir sonraki bulacaklarina da onun kadar asik olmazsan, unutamazsin, iste o zaman bu duygular bir yasam tarzi da olabilir, askin edebiyatini yaparsin. bence.

ozet: ne pahasina olursa olsun acilen bir baskasini bulman lazim. erkeksen hemen yedeklerden birisiyle takilmaya basla, hic yoksa hayat kadini da isi cozer, kiz olsaydin da bir-iki gece disari cikip birkac erkegin asilmasina izin ver derdim, maksat kendine guvenin geri gelsin.

millet o bahsettigin "erkek olani vurma, kiz olani dovme" olayini yukaridaki cikis yollarini bulamadiklari zamanda sosyal cevrelerine kendilerini kanitlamak ve kendinlerine olan guvenlerini bu yoldan geri getirmek icin yapiyor, ve bu her ne kadar dogal oldugu icin "hafifletici neden" den sayilsa da, iki kere dusunmek lazim bunun uzerinde: bagirmak, fiziksel siddet vb.. olaylari bir son care degil mi? senin bu acidan kurtulmak icin elindeki butun diger sanslar tukendi de mi bunu yapmayi dusunursun?

@bunubenyazdim

agzina saglik, guzel yazmissin. peki kizin penceresinden bakarsak, hemen birini bulmasi ona ne anlam ifade ediyor? ne soylemeye calisiyor?

bekliyorsun, geçiyor.
yalnız kalma, insan içine çık, yakınlarda bi festival filan varsa hatta süper oluyor. sonra çivi çiviyi söker de deme, paşalar gibi acını yaşa. belki bir daha yaşamazsın böyle bir şey.

(bkz: #8024342)

muhtemelen ikinci aşamadasın, geçer. geçmiş olsun hatta.

öncelikle buradan yardım etmeyi değilde sana hakaret etmeye çalışanları sallama:)
ikinci olarak bu durumun ilk başları hakkaten çok zor ve çeilmez bir dönemdir bilirim. en mantıklı yöntem hemen başka birini bulmak ilk başta o başka biriyle zaman geçirmek dahi işkence gibi gelicek olsa da belli bir süre sonra yavaş yavaş eskisini unuttuğunu fark ediceksin. baktın başkası olmuyor bulamıyorsun, duygularını ve nefretini hergün yazıya dök, her geçen gün ilk baştaki nefretinin aslında ne kadar da komik gelmeye başladığını fark ediceksin, yazılarında değişimi gördükçe yolun sonunda bir ışık olduğuna kendinde ikna olmaya başlayacaksın.

ve son olarak eminim ki sende biliyorsun ve ilk üzüntüyle hırsla söylemişsindir ama belirtelim dövmek öldürmek gibi eylemler çözüm değildir.

öncelikle bil ki "bu da geçer" valla bak, her şey geçer her şey hafifler zamanla, işte tek sorun senin acının nasıl geçeceği nasıl başaracağında gizli. tabii ki çekip vurmak bir çözüm değil büyük ihtimalle çekip vurabilecek noktaya gelirsen bu kadar çok sevdiğin bir insanı sonradan da ya kafayı yersin ya da vicdanın el vermez bi tane de kendine sıkarsın. şimdi yaşadığın acı hayal kırıklığı, kendini değersiz görme durumu o kadar büyük ki bunları düşünmen aslında çok doğal, bence kendin de biliyorsun ki asla çekip vurmayacaksın zamanında ben de acıdan "intihar edenleri anlıyorum" derdim kendime.... ayrıca da evet kesinlikle ayrıldıktan 2 gün sonra başkasını bulması doğru değil her ne kadar artık ayrılmış da olsanız bence de doğru değil, ama herkesin acıyı geçirme ilerleme yöntemleri farklı işte :)inan bana zamanla her şey geçiyor tek sen değilsin böyle şeyler yaşayan. illa çivi çiviyi sökecek diye bi kaide yok gelişine bırak belki de ilerde daha iyi ve daha güçlü olabilmek için yaşaman gereken şey bu acıyı çekmek aslında. yaz, çiz ya da al çantanı gez toz, iç gül, eğlen, hatta ağla, yalnız kal ya da yararlı olacağına inanıyorsan başkasını bul takıl ama bil ki zamanla geçecek...

sen de biliyorsun ki kiz egosunu tamir etmek/yukselterek unutmak icin yapiyor da, egosunu dusuren nedir? esas merak ettigin bu herhalde?

yani senin bahsettigin "mallik" mi, yoksa malligi affetti de genel olarak sana karsi olan sevgisi mi azaliyordu da boyle oldu? simdi nasil bu kadar onemsiz oldun, nasil degersiz oldun onun gozunde? bunlari ogrenmek istiyorsun saniyorum?

eger "mallik" ise zaten farkindasindir sana cevap verdigini, bu durumda haketmedigini dusunuyor isen yapacak bir sey yok, sen de bunu biliyorsun, arada olur boyle fazla reaksiyonlar, onumuzdeki maclara bakacagiz. eger hakediyorsan da super, cunku artik neyin iyi oldugunu, neyin de kotu sonuclar getirdigini gordun, uzun hayatinda karsina bir benzer ask ciktiginda o kisi icin daha iyi bir insan olacaksin. ve sen malligin yuzunden olmasini tercih edersin,

cunku aksi durumda kendi egosunu yukseltirken senin egona basmis, ezmis oldu, seni artik saygi duymaya deger gormeyerek. niye yaptigini da soylemedi, farkettirmedi. eh elinde spesifik bir neden olmadigi icin genel olarak kendinden nefret edeceksin. simdi bu baska sorular acar; mesela acaba kiz birkac ay once hoslanmayi birakti da bu elemanla mi tanisti, eleman bunu tavladi? yoksa kiz simdiye kadar hep yalan mi soyluyordu? icinden cikamazsin. ve iste bu ezilmis ego kafasi ile dusunmektir nefret duyduran, guven dusuren, kanitlamak icin adam oldurten, kendini oldurten. bunlar hep "menfi" dusunceler o yuzden, sadece sana zarar verir.

simdi sen oturup dusunuyorsun bu kadar kiz hakkinda, olan olaylar hakkinda, dert ediyorsun, aci cekiyorsun falan, o zaman durup sorman lazim, "bu kiz buna deger mi?" deger ise, bir problem yoktur. eger bu kiz buna deger ise, ben de olsam ben de cekerdim acisini sonsuza kadar. ama iki terslik var bu iste, birincisi son derece kli$e hem de: dunyada senin ulasabilecegin, ve guzel bir gelecege sahip olabilecegin birden fazla kiz var. yani bu baglamda hic bir kiz kendini tehlikeye atmaya / adam oldurmeye deger degil. ikinci terslik de su: cunku ben oyle degerli bir kiz ugruna yapiyorsam olayi, atlar adami bir sekilde halleder kizi alirdim, sen diyorsun ki kizi da vurayim/doveyim. ama kizi da dovuyorsan sen kiza asik degilsin, sen aci dolusun, kiz oyle bir travma yasatmis ki bu hareket ile, bunu cozumlemeye calisiyorsun, egon son bir hamle ile sucu kiza atarak kendini dagilmaktan kurtariyor. son noktadasin, buradan asagi kayarsan intihar ediyor, cok durursan da katil oluyorsun. hemen yukselmelisin o yuzden, sen de egonu tatmin edecek, guven verecek bir sey bulmalisin. maksat kimseye bir zarar gelmesin, pareto optimality olsun.

bu halde arkadasin olsam sunu soylerdim: aman onun ne demek istedigini dusunme. cekimine karsi koyman gereken bir kara delik onun dusunceleri. eger dusunmeye devam edersen acin/askin zamanla daha da buyur, ustesinden gelinemez olur, menfi olur.

kizin gercek amaci ne olursa olsun, onemli olmamali, bundan sonra yapacaklarini etkilememeli. ayrildigin andan itibaren uzerinde bir yaptirimin olmadigi icin artik yaptigi ve yapacagi her sey de facto etik. daha fazla dusunmek, nedenlerini aramak senin psikolojine, kendine olan guvenine, hayat hedeflerine ulasmana zarar verir sadece. ve nasil senin kiz uzerinde yaptirimin yok ise onun da senin uzerinde duygusal yaptirimi olmamali, onun hareketleri artik seni baglamamali. ona karsi olan butun duygularin yeni birisini buldugun zaman erozyona ugrayacak zaten.

sonra yazmamissin ama saniyorum ki her seyin uzerinde bu guven kaybi yuzunden bir de utanc var icinde, ve ben derim ki: utanilacak bir sey yok, herkesin basina bir sekilde benzer seyler gelir. maksat icine atma, paylas zehri..

naber şekerim napıyosun de.şimdiye kadar bu cümleden olumsuz bir yanıt almadım.

yok illa yanlış bi mesaj gibi görünmesini istiyorsan;

"saçmalama olm napcaz maldivlerde"

"ya aslında biz de arkadaşlarla bi ara o filme gitsek mi demiştik ama belli değil bakarız artık." diyip konuyu "aa pardon yanlış olmuş"tan "film de şu bu ya sen seviyo musun" a getirebilirsin desem cok mu saçma olur?

adı burcuysa misal: sen hangi burcusun?

bence nefis bi mesaj sonrasında tabii ukala tavrı aa sen miydin naber napıyosun şeklinde yumuşatmakta fayda var

"ya geçen seni konserde gördüm ama kalabalıktı falan bi türlü yanına gelemedim" de. sonra yüksek ihtimal o da sana ya bende seni gördüm gibi bişey söyler. sonra konser şöyleydi böyleydi bişeyler yazarsın o da kendi fikrini belirten birşeyler yazar. ondan sonra "artık bidahaki konsere beraber gideriz :P" gibi bişey yazarsın. ondan sonra da yakın zamanda olacak bir konsere 2 kişilik bilet alıp "ya şunun konseri var hele gel beraber gidelim" dersin ve olaylar gelişir.

ben senaryoyu yazdım gerisi sana kalmış.

alan shearer ın fikri çok hoş geldi. hiç oyle bişey düşünmemiştim. :)

ama uygulamak için birkaç cevap daha bekleyeceğim.

hafiz madem kontor sikintisi cekiyomus, 100 kontor al gonder kiza. o da tesekkur eder ve olaylar gelisir..

konserde gördüm dedikten 2 mesaj sonra yeni bir konsere davet et 2 biletinin olduğunu söyle . ha amerikan film senaryosu mu ? özür dilerim.

burada çok umutsuz vakalar da vardı. gördüğüm kadarıyla senin imkanların daha geniş ve şansın yüksek. istersen bir şekilde halledersin. ama kızın kişiliğini anlatmak için yaptığı fotoğraf altı yorumu kullanmana bayıldım =) gönül tabi bu diye eklemen de ayrıca takdire şayan olmuş. kızı ikna edersen ilginç bir deneyim olacak senin için. başarılar.

Al eline kitabını dolaş teker teker yayınevlerini. Hepsine birer kopya bırak. Ama telif haklarını mutlaka koru.

Seneryonu ve diğer projeni de mutlaka bitir. Bu arada okuldan atılman neden kesin olsun ki? Yaz okulu vs alt üst ne kadar ders alırsan al ve okulu bitirmeye çalış. Hiçbi bok olmasa da elinde diploman olsun.

bagimli derslerden oturu alamadigim dersler olacak, bu sebeple finale girme hakkim olmayan 3 tane dersim, diger tum derslerimi gecsem bile 7. senemde dibimde duracak. boyle olunca ne yaparsam yapayim atiliyorum ama bunu o kadar sorun etmiyorum artik. dedigim gibi atilacagimi bildigim halde elimden geleni yapiyorum, ileride af falan cikarsa ne kadar az dersle geri donersem o kadar kolay bitiririm hesabindayim.

bu arada bir bilgiyi eksik vermisim, sinema ile ilgili birisiyle tanistirilmistim gecen gun. yapimciymis aslen kendisi. dedi ki ben p.tesi ararim seni, birileriyle tanistiririm olmadi bizim projelerde oralarda takilirsin diye. dogal olarak aramadi beni. ben simdi bunu arasam mi? daha 4-5 gun once tanistigim birisini boyle sikbogaz etmem yanlis algilanir veya ters teper mi?

ara ya ne kaybedeceksin ki aramakla? ha eğer umursamıyorsa öylesine dediyse aradığını da bikaç güne unutur zaten ki unutmasa nolur, oldu ki diyelim bi de elinde güzel bi fırsat var senin için o zaman da iyi ki aramışım dersin. ara durma bence

siz kitabı kendi üzerinize tescilleyin sonra gönderin bana, tanıdık bir yayınevi var(bilinen bir yayınevi ama ismini vermeyeyim) ben onlara ileteyim. bu tarz olaylara gayet açıklar bakarsınız beğenirler arkası gelir.

hayır, bi sorun olmaz diye biliyorum.

odtü en fazla dokuz dönemde okulu bitirmiş olma şartını arıyor mesela, ama pek yaygın değil bu şart.

önemli olan son ortalama ve yaptığınız çalışmalar. eğer ilk yıl kaldıysanız, başvuru esnasında statement of purpose'da durumu açıklarsınız; bazı problemler zorluklar oldu ama gördüğünüz gibi üstünden geldim ve iyi bir ortalama tutturdum dersiniz. özellikle abd'deki hocalar çok makul insanlardır, bu tür durumları anlayışla karşılarlar.
çok kafaya takmayın, düzelttiğiniz sürece problem olmaz.

Okulu uzatmak master başvurusunda sorun yapmaz. 4 yerine 5 senede bitirdiğinizi supplement'lerinizden fark ederlerse (ki bu zor bir olasılık) üniversite masraflarını karşılamak için okula ara verip 1 yıl bir işte çalıştım gibi bir yalan söylersin.

nor ortalaman iyiyse sorun olmaz pek

önemli olan not ortalaması.

www.cizgiport.com
cok onceleri buradan izliyordum ama online gorunmuyor. google search her derde devadir. cok var..

@karaktersiz: oradaki videoların hiçbirisi çalışmıyor.

wtso.net

alluc.org 'a da bir bakılsın.

sidereel a bakabilirsin

asit içerikli olduğu için yağları parçalayıp idrarla atmana yardımı dokunabilir ama sirkeli su yada maydonoz suyu sadece yağları atmana yardımcı olur.
spor yapmadan kilo veremezsin...

sabahlari 1 buyuk su bardagina, 1 kapak elma sirkesi koyarak icmek metabolizmayi hizlandirir diye duymustum.

ben de böyle bir şeyler içmeli şeylerin hepsinin balon olduğunu duymuştum. zamanında da sabah uyanınca limonlu su için derlerdi. yalan bunlar.

Büyükçe bir bardağa(50'lik bira bardağı boyutlarında) bir kapak koyuyordum ben buna rağmen iğrenç oluyordu. Elma sirkesi demişlerdi bana. İşe yarıyor mu emin olamadım ben.

bir ılık su bardağına iki çorba kaşığı elma sirkesi katıyorsun, sabah kalkar kalkmaz, akşam yatmadan önce içiyorsun. kesinlikle faydasını görürsün ;)

bir halta yaramaz arkadaşlar. yağlar öyle parçalanabilecek şeyler değiller. masajla falan da yağ parçalanmaz :) biyoloji ne diyor. bunlar vücudun enerji deposudur. sen harcamadıkça da birikmeye devam eder. demek ki yakacaksın. yağ nasıl yakılır? işte orası uzun bir konu.

bi kaç kaşık bal karıştırınca daha içilebilir hale geliyor. zayıflatıyor mu bilmiyorum ama bana iyi bişeymiş gibi geliyor.

Hiç bir şey yapmadan sadece bir şeyler yiyip içerek kilo verilse şişman insan kalmazdı. Dengeli, sağlıklı ama az yiyip spor yapın kilo vermek için...

doğrudur işe yarıyor, ancak bunun yanında bünyeyi disipline etmek de gerekir.

hemde sabah!!!! sakin deneme zayfliyim derken sirke gibi asit otesi biseyi sabah sabah migdene sokma sakin migde problemleri yasamak istemiyosan tabii

üniversitelerin tiyatro topluluklarını deneyebilirsiniz.

tiyatro kılçık.
[email protected]

şu söylediklerin için sadece kitap tavsiyesi yapabilirim ,bunun yanında bol bol oyun da okuman gerektiğini söylememe bile gerek yok sanırım. :)

eğer derdin tiyatro hakkında bilgi edinmekse, "özdemir nutku" nun bu konuda çok başarılı kitapları var.

en aradığını bulacağın ise,
Dünya Tiyatrosu Tarihi( 2 cilt 1971-72)

eğer derdin "oyunculuk" konusunda bir şeyler öğrenmekse "stanislavski" nin "bir aktör yaratmak" ve "bir karakter yaratmak" adlı 2 güzide eserinde pek çok şey bulursun.

bunun yanında benim favorim olan "eric morris" in de "rol yapmayın lütfen" ve devamı niteliğindeki "fütursuz oyunculuk" kitapları da başarılıdır.

bunun yanısıra tiyatro sevdalısıyım, yer yer danışmak isterim dersen de bir diğer sevdalı olarak mesaj kutum her daim açıktır :)

1- sanmıyorum.
3- yutuyoruz. sahildeysen tükür, fakat üstüne gelmesin.

Özellikle sümük (ıyg) kısmını soruyorum.Eşofmanımın kolunu kullanıyorumda.Ne bileyim garip duruyor mu yoksa ele takılan özel bir şeyler var mı?

Yutkunmak nefes alma düzenini bozuyor :) ama ondan başka bir şey denemeyi aklıma getirmedim.

peçete taşısan bi iki tane?

Peçeteyi çıkar kullan tekrar sok, koşuyu bende sekteye uğratıyor. Sürekli elimde durunca terden parçalanıyor.

"Geithner, egzersizin hem kas gerginliğini hem de kortizol salgısını azalttığını belirtiyor."

kortizol ??? egzersiz sırasında ???

Bu gibi bilgileri en güzel nerden öğreniriz ?


Gına geldi bir biri ile çelişen onlarca bilgiden!!!

1- 11 yildir kosuyorum, hic duymadim. okudugun yerin linkini yollarsan bir bakmak isterim, sonucta her gecen gun yeni seyler buluyorlar. bu arada kosudan once kahve icersen yag yakimini hizlandiriyor diye biliyorum...
2- antrenman oncesi almak daha mantikli gibime geldi
3- sumkuruyorum, tukuruyorum. zaten ormanda kostugum icin sorun olmuyor, ama yolda kosuyosan ve etrafta insanlar varsa tabi biraz ayilik olabilir. yine de yutmak pek akillica gelmiyor acikcasi...

yag yakimini hizlandirmak icin sivi L-carnitine alabilirsin kosmaya baslamadan 20 dakika once.

yalniz zarari var mi yok mu, hic ama hic bir bilgim yok.

yıkada ye

başka bir yiyecek yok mu? önemli olan küf tadını bastırmaktansa, küflü bir şeyi yememek olmasın sakın.

kanser? (allah korusun) fakat (bkz: aflatoksin)

ben dün akşam yedim aynısını, gayet iyiyim. gaz yapıyo olabilir belki :)

Tersi olur hatta 6ya 3luk olur

yer : itü

konu : lineer cebir birinci vizesi

soru: kare matris olmayan bir matrisin tersi isteniyor

cevap: kare matris olmadıgı için tersi mümkün degil.

kare matris degil bu tersi bulunamaz diyenlerin çogu tam puan aldı. umarım soruna cevap olabilmiştir.

edit: yamuk yumuk türkçemle ne anlatmak istedigim anlaşılmıştır herhalde. cozefkaya selam ederim :P

sakabilmemneyi kare matris degil bu tersi bulunamaz diyenlerin azınlığı ne aldı? :)
ayrıca en.wikipedia.org

@erostrada senin dediğin şeklindeki matrisin transpozu.

hayır, denildiği gibi geçemezsiniz. engellemeniz gerekli 1 ay.

profilinizin gizlilik ayarlarından neleri görebileceğini ayarlayabilirsiniz ama illa ki bir kısmını görecektir.

doktor olmadığım ve sizin bünyenizi bilmediğim için herhangi bi antibiyotik öneremiyorum, eskiden kullandığınız ve size iyi gelen antibiyotiği kullanmanızı tavsiye ederim.

aslında pek de istemiyorum antibiyotik kullanmayı, onun yerine bitkisel çay vs. de olabilir, önerilere açığım

bol bol sıcak çay için.(nane-limon-bal 3 lüsü özellikle süperdir her zamanki gibi) boğazınızı kuru tutmayın. ben de şu an nezleyim ve 2 farklı(biri sıcak su ile alınan diğeri tablet halinde alınan) parasetamol bir de vitamin kullanıyorum. günde 3 kere falan. burun akıntısını ve tıkanıklığını engelliyor parasetamoller 3-4 saat boyunca.

çok sıcak ya da çok soğuk şeyler içmeyin

ya almayın antibiyotik. viralse -ki büyük ihtimalle öyledir- bi işe yaramaz. doktor verirse kullanırsınız.

suuuu
suuuuuuuuuu
ve suuuuuuuu

ve onun disinda "ılık" seyler.. sicak "yok", ayrica limonu da cogu kbb uzmani "onermez"

çin yağı denen mucizevi bir sey var, o da acaip acar burnu saniyesinde.

su, demis miydim?

ada çayı için, zecefilli bal yutun bol bol boğazınıza çok iyi gelir, ha bir de dinlenin vitamin takviyesi yapın ve dinlenin ben de yıllardır farenjitimdir. gecmiş olsun

(bkz: bepanthen pastil)

yav canım benim, böyle bir şeyle dalga geçenin ben taaa.... sen boşver paşa paşa yaz kağıdına git. ta.ak geçen olursa da s.kleme!! şöle düşün; bu senle ta.ak geçecek olan varsayımsal kişilikler hangi açıdan canını sıkacak? psikolojik açıdan di mi? kendini kötü hissedeceksin birazcık falan filan... diyelim oldu böyle bişiy. açarsın burda bir duyuru biz de o yavşaklarla bi ton dalga geçeriz! yine "psikolojik" olarak rahatlarsın olur biter. mevzu olan senin sağlığın gerisini koy ver gitsin! valla bak gayet ciddiyim bişi olursa yaz burdan bana da bi mesaj salla bak nasıl oluyormuş dalga geçmek! sen üzme kendini güzel kardeşim, en en en kötü ihtimalle b, oda dolusu insandır seni makaraya alacak. fakat sonrasında koca bir sözlük var senin arkanda...
kolay gelsin şimdiden. öperim...

duzgun salonlarda isler kagida basili program dahilinde yurur zaten.. (uzerinde acil durumlarda aranicak numaralar + kan grubu filan da olur ) hatta her gun icin bir cizelge yapip o kagida tick atarsan kaytarmadan disiplinli bir sekilde calisabilirsin..

tecrubeyle sabittir ki, duzenli gidersen etrafinda kagida yazili programla calisan insanlar cogalacaktir..

ben mesela bizim okulunkine (bkz: istanbul üniversitesi) gittiğimde, aynen senin gibi yanımda bir programla gitmiştim. kimse dalga geçmedi benimle, aksine yardımcı oldular, ilk gün şu kadar sonra sayıyı şu kadar arttır falan diye tavsiye verenler dahi oldu. diğerleri de hiç ilgilenmedi, hani öyle rahat bir ortamdı. niye dalga geçilsin ki hem, sen de rahat olmalısın.

takıl ya kafana göre taşak geçenleri s.kleme.

yok ya kim dalga geçecek. böyle şeyler hoş karşılanmaz spor salonlarında. ben de taşıyorum sürekli programımı çünkü çalıştığım kilolar yanında yazıyor ve değiştiriyorum sürekli aklımda tutamam.

doğru olanı zaten kaçar set kaçar kilo şeklinde programlamanın olduğu kağıtlarla yapılandır zaten, size düzgün bi kontrol sağlar hem de.

sen düzenli çalışırsan, bugün dalga geçenler bir zaman sonra gıpta edeceklerdir.

ama şu var, her program herkese uymaz. icazet aldıgın kisi konusunda ehli midir bilemiyorum tabi. en iyisi okulda bir hoca varsa ona sorman.

nacizane; bir süre kardiyo çalışmanı önerrim. çok faydasını görürsün :)

işin özünde senin ölçülerini alıp ona göre tekrar sayıları ve hareketlerden oluşan programı yazabilirler. bu bakımdan elinde kağıt kalem ile gittiğinde sana bir şey yazmayabilirler. fakat spor salonuna gelecek kadar vaktinin olmadığını ve vücut ölçülerini alarak uygun programı yazmalarını isteyebilirsin. ayrıca yazdıklarını da birer kez göstermelerini de isteyebilirsin. ırım kırım ederlerse ücretini ödeyebileceğini de söyleyebilirsin.. çok bir şey istemezler ki bu şekilde yaklaşırsan yardım ederler. ayrıca eline kağıt kalem aldın diye dalga geçmezler seninle, benim gittiğim yerde her aletin en son raddesinde çalışan adamların bile ellerinde kağıt var...

o şekilde çalışan tecrübeli adamlar da var dert etme.

arkadasim dedigin adamin kisiligine bagli. yani birisini dusununce hic isim olmaz diyorum, eger ciddi ciddi diyebilecek - dengesiz olmayan cok iyi arkadasim diyosa da, vardir bi bildigi diyerek testi yaparim.

maddesel bakacak isek bi onceki paragraftaki on sarti gectigi durumda;

1- varim.
2- karsidaki kizin arkadasiniz olmamasina veya arkadas muhabbeti kurulmamasina, test basarisiz olur yarin bi gun arkadasinizin sevgilisi olur.
3- arkadasim ile alakali cok konusmam. hatta hic konusmam.
4- eaaöh?
5- testin amaci belli. nereye kadar ilerleyebiliyosam.

ek bilgi:
bu istegin sahibi cocuk, normaldir ama bu konuda bir acayip. arkadasim bu anlattiklarimi benden istemedi. 3'uncu kisiyim ben. cocuk, kiz, ve oteki cocuk arkadas. ben yapmam dedim, boyle isler boka sariyor istisnasiz. ama cocugun arkadasi benim de arkadasim arada kaldi...

sorulara sırayla değil konuya genel olarak cevap vereceğim.

karşı tarafı denemek için bi kızın bunu yaptırması da, erkeğin yaptırması da eşit şekilde mide bulandırıcı bence. diyelim ki kıza yaklaştınız, ilgi gösterdiniz kız yüz vermedi. arkadaşınız da sağlam kız deyip hangi yüzle yakınlaşacak o kızla? kızın bunu öğrendiğinde vereceği tepkiyi düşündünüz mü hiç, bunun ne kadar onur kırıcı, aşağılıyı bir şey olduğunun farkında mısınız? birlikte olacağı kızı bu şekilde test ederken arkadaşınız sizi kullanıp, o kızın hiçbi şeyden haberi olmadan dolaşmasını etik buluyor musunuz siz? bence değil arkadaşınızın oyununa alet olmak, kızı uyarın gidin derim. çok büyük bi terbiyesizlik bu oyunlar bence. güven olmadan hiçbir şey olmaz.

yapılsa da yapılmasa da tamamen boktan bir durum. bir erkek gerçekten bir şey hissettiği bir kız için böyle bir tuzak asla hazırlamaz. buna inanamam. orada aşk veya sevgi yoktur, sadece namus ölçmeye çalışan hastalıklı bir beyin vardır. dolayısıyla bunu isteyecek neanderthallikte bir insanın olay yaşandıktan sonra bir pişmanlık hissedebileceğine de inanmıyorum. godoşluğuyla kalır. sağlıklı bir beyin, ne böyle bir tuzağı planlar, ne böyle bir tuzağa düşer, ne de böyle bir tuzağın parçası olmayı kabul eder.

ne koparsan kardır!

yapılmasın ya bu ne arkadaşınız kendisini ayrıcalıklı görüyor heralde, genelde insanlar sevgili olurlar sonra ne malmış karşısındak, daha iyi anlarlar sizinkisi biraz da denemeden yaşamadan öğreneyim diyor direk yok öyle şey bence... kıza da yazıktır, ayıptır.

bisikletçiler jant ayarı yapıyorlar.

normal lastikçi de olur ancak bisiklet le ilgili tornacı vs giderseniz fren sorununuza da 3 dk da çözum bulurlar. zaten o 8 işi el ile düzeltiliyor. tekerleği bacaklarınızın arasına sıkıştırın ve gidonu el ile sağa sola oynatın. ama vidayı biraz gevşetir yaparsanız yalama olmaz. gevşetin düzeltin sıkılayın.

ben de yıllar önce bianchi barracuda'm ile kaza yaptım jantlarım yamuldu ve sizinki gibi frende sorun çıkarmaya başladı, hatta süremez oldum, direk bianchi servislerine bakın en iyi onlar anlar bence... adresi şurda:

www.bianchi.com.tr

ben jantlarımı yeniletmiştim.

akordunu yapmak için bir anahtar vasıtasıyla kendinizde yapabilirsiniz. Ancak jant abartı bir şekilde yamulduysa onu düzeltmek oldukça zor. Sözkonusu anahtarı edinmeniz daha mantıklı olur zira sık sık jantın akordu kayıp tekrar yapmanız gerekebiliyor.

peşinden alper canıgüz sırala. iyi gider..bütün eserlerini oku bence..mustafa kutlu oku. öyküleri muhteşemdir.

tutunamayanlar oğuz atay olabilir. mülksüzlerolabilir...

gözün öyküsü, georges bataille, sıkmaz, kısa bir şey zaten

Paul Auster'ın herhangi bir kitabını eline alıp su gibi okuyabilirsin, beğenmemek çok zordur

Tavsiyem ise New York Üçlemesi yada Son Şeyler Ülkesinde

neil gaiman da iyi bir seçim olabilir

kitap okuyasiniz kactiginda, tekrardan kendinizi gaza getirmek icin Jack London'in Martin Eden kitabini da okuyabilirsiniz.

(bkz: tol), (bkz: har)

murathan mungan okuyun efem. kadından kentler olabilir, paranın cinleri olabilir ya da cenk hikayeleri ile lal masallar olabilir.

dublörün dilemmasını beğendiysen, chuck palahniuk oku, onnu da seversin. chuck palahniuku bitirdikten sonra da ayrıntı yayınlarının, yeraltı edebiyatı dizisi var oradan da al oku. bunların dışında ihsan oktay anar da okuyabilirsin, dili biraz eski türkçedir ama ağır değildir çok da eğlencelidir (ihsan oktay anar okuyacaksan, suskunlar ile başla sonra da diğerlerini oku, kitabül hiyeli de sona bırak)

filmini izlemediyseniz patrick süskind in "koku" adlı romanı.

Eğer fantastik şeyler okumam gibi bir düşüncen yoksa, kara elf üçlemesini dene. Ne çok ağırdır, ne de sıkıcı.
Ha okunması gereken kitaplardan mı dersen. Kesinlikle. 3 kere, 5 kere oku hatta.

efendim çok şey istiyorsunuz. hem sürükleyici hem boş olmayan hem ağır hem hafif falan filan deyince aklıma ursula k. le guin gelir nedense. mülksüzler'i okuyuyarak başlayınız efendim.

(bkz: invisible monsters) görünmez canavarlar.

yazarı (bkz: fight club) 'ın da yazarı olan (bkz: chuck palahniuk).

şu anda okumakta olduğum jack london'ın ademden önce kitabını önerebilirim.

bence anlamı çıkartmışsınız bile siz.. :)

Artniyetim yok, argo'da "becer beni" anlamı taşır. Tabii pazen bir puro sadece bir purodur.

ahah bir zamanlar buna benzer bir duyuru açmıştım da millet dalganın allahını geçmişti.
(git: 55369)

kızın arkadaşlarına "bak şu çocuğu nasıl şaşkına çeviricem" dediği anlamına gelir bence :)

herhangi bir sey demek degildir

üfleyen kişinin boşta olduğuna işarettir derler...

bi manası yok siz başka hareketlerinde arayın manayı bunda değil.

Sigara içip içmediğinizi merak etmiş olmalı. dumana nasıl reaksiyon gösterdiğiniz çok önemli. ileride olası bir birliktelikte sigaranın rolünü merak etmiş olabilir bu kişi. benden söylemesi...:=)

"görüp görebileceğin bu"

bu konuda tek çare karşı cinsi nargile içirmeye götürmek. çünkü sigara hafif kalıyor, hele yüze üflenen sigaranın tesadüfen karşılaşmaktan bir farkı yok.
ha sigarayı üflerken öksürük tutuyorsa yeni bir içici olduğuna, yahut ciddi akciğer sıkıntıları baş gösterdiğine yorulabilir.
fakat nargile daha yoğun ve nemli olduğu için bu tür kuru hareketlerden daha verimli sonuç verecektir.
fakat umudunuzu kırmak gibi olmasın, bi arkadaşımın yüzüne bi kız sigara üflemişti 1 adır seviyeli bir ilişki içindeler. gel gör ki arkadaşım hala "keşke nargile üfleseydi muzlu muzlu iyi giderdi hem" diye geceler boyu ağladığını bilirim.
isviçre'li bilim adamları da boş durmayıp bu konuyu araştırmışlar ve çıkan sonuçlar şaşırtıcı: yüzüne duman üflenen her 100 kişiden 30u bu hareketi ulan bu bana kesin yazıyor'a
69u bir türlü emin olamıyorum birşey var mı gerçekten'e
geri kalan kısmı ise ne hayvan bir kişi imiş'e yormakta...

sigarayı suratında söndürmeniz gerektiğii anlamına gelir. ne dayaklıkmış ya. elektriklenmeyin onunla, ıy.

bir insan karşındakinden hoşlandığını yüzüne sigara dumanı üfleyerek ifade ediyorsa aklına sokim zaten ben onun.

atilan oltayi hala dusunmekte israrci oldugunuza gore bisi yapmaniza gerek kalmamis gibi :)

arkadaşınızın ayının teki olduğunu. ulan surata duman üflenir mi?

var var; her zaman böyle olur, hiç şaşmaz. bi keresine kız ortaya üflemiştide ne şenlik çıkmıştı be

evet mrtksn yapmıştı. cok gülmüştüm . hatırlatmak istedim. :D

faturayı yatırdım al buda para üstün demek çok yakışıksız bir hareket olur, erkekler bu konuda çok hassaslardır ve ayrıca böyle bir harekette bulunmanız aranızdaki ilişkide henüz onu kabullenmediğiniz anlamınada gelebilir.

ikili ilişkilerde para almak veya vermek çok mühim konular değildir, ayrıca sevgiliden borç alınmaz para lazım olur istersiniz varsa verir. zamanı geldiğinde oda sizden ister.

tabi bu dediklerim çok büyük meblalar için geçerli değildir, büyük meblalar genelde evlenmek üzere olan çiftler için geçerli olabilir ama sizin durumunuzda büyük bir miktar olduğunu düşünmüyorum.

para iadesi yerine kendisine ufak bir hediye almanız ve hem doğum günü hemde dar zamanda size yardım ettiği için teşekkür anlamına gelecek şekilde hediyenizi vermeniz daha şık ve kabul edilir bir hareket olacaktır.

Arayı hiç sogutmadan Bir hediye al gitsin...

kişiyi tanımak lazım biraz.
para durumu sizden kat be kat iyiyse büyük ihtimalle almayacaktır parayı.Bşu boşuna uğraşmayıp hediye alabilirsiniz direk.

bu mevzu bahis olan sevgili hani şu bi süre önce uğrunda deli gibi üzüldüğünüz, bizden tavsiye istediğiniz malum şahıs mı???? eğer oysa yani ohm a katılıyorum. senin hala o adamla ne işin var? hangi sıkıntılarını paylaşıyorsun yahu?

faturadan arta kalanı vermen saygısızlık olabilir. şimdi veremiyorsan bile, elin bollaştıgı zamanda aldıgın paranın tümünü iade etmeni, ve bu parayı alırkende ondan borç gibi aldıgını söylemeni tavsiye ederim. kişiyle ne kadarka samimi olsan para işi pis iştir. hem aldıgın para için ezilmemiş olursun, hemde aranızdak ilişkinin adı neyse ona zeval gelmemiş olur. sıradışı yani özel gün dışında bir hediyede gerek yok kanımca.

evet önceki duyuruyu okudum,vazgeçtim ayrılıncılara katılıyorum :)
want2die sevgilin de sana ek kartını verdi mi?Yoksa sırf erkek olduğun için bu yükümlülüğü sadece kendi de mi görüyorsun?

bir erkek olarak böyle bir durumda sevgilimin bana para üstünü vermesini hiç hoş karşılamazdım.
zaten senin maddi durumunu biliyor, içinde olduğun durumuda biliyor, sana ona göre para veriyor. aman sıkıntı çekme diye.
sen para felan iade ederek aranızı bozma onun yerine hediye al.
sonra nazikçe durumuda anlat.
aranızdaki güveni dahada arttıracaktır.

diğer başlığını şimdi okudum da midem bulandı gerçekten. şu 2 başlığı ciddiye alıp cevap yazanın karısının, kocasının da böyle bir sevgili bulması temennimle.

bence babana bir sor bakalım "evli sevgilimden telefon faturası için borç aldım para üstünü geri vereyim mi?" diye. en güzel cevabı o adamcağız verir tahminim.

bu kadın kısmısını anlamak çok güç gerçekten. ulan bi insan evli birisiyle nasıl bişeylere başlar. hadi bilmiyodun diyelim peki öğrendikten sonra nasıl devam ettiriyosun. hey allam.
(daha dün de 3 maymunu izledim lan)

ya biz erkekler olarak zaten doğuştan aldatma switch imiz on geliyor. (ben hariç)
o yüzden adama diycek laf yok allahından bulsun ne diyelim. hakkaten olan o evdeki kadına oluyo aslnda ama henüz kadıncağızın haberi yok.

Bu kadar üzerine gitmeyin arkadaşlar. O öyle bir hayat yaşamayı kendisine layık görmüşse sizin "midem bulandı" gibi laflarınız kendisine sadece bir fiske daha atar. Ayrıca bir insanı yargılayarak, onu dışlayarak ona doğruyu gösteremezsiniz. Sadece sizin laflarınıza değer vermemesini sağlarsınız.

Bence eğer bu adam öbür duyurundaki adamsa, paranın üzerini ona versen de, hediye alsan da bir farkı olmayacaktır. Çünkü onun için bunun bir önemi olduğunu düşünmüyorum. Cebine atsan da umrunda olmaz. Hediye alsan onun seni daha fazla sevmesini sağlamazsın. Para üstünü versen gururu incinmez. Çünkü gururu olsa zaten 2 kadını bir arada hayatına sokmazdı.
Bu yüzden istediğini yap.
Ama şunu asla unutma, ne yaparsan yap, o adam karısına geri dönecek. Seninle sevişecek, kendini tatmin edecek ve gülümseyen yüzüyle evine girecek, karısını öpecek, akşam yemeğine oturacak.

Bu yüzden maymun olma onu karısından vazgeçireyim diye. Çünkü bunu yapmayacak. Eğer bunu kabullenmeyi gururuna yediriyorsan, git şirin bir hediye al. Belki daha heyecanlı sevişirsiniz o akşam...

artanını geri verin tabii ki. bi insana kendi parasıyla hediye alınır mı? ucuz olsun, ufak olsun ama kendi paranızla alınmış hediye olsun. bi zahmet... parasını benim verdiğim hediyeyi ben istemem şahsen. hiçbişey almasanız bile daha iyi.

önceki duyuruda bahsettiğin adamsa, ye gitsin. aksi taktirde, o adam zaten eninde sonunda seni şutlayıp karısının yanına dönecek ve sen de "ulan o kadar düşünceli davrandık yemedik yedirdik" vs. deyip kendini daha çok üzeceksin. ya da adam karısını şutlayıp sana gelecek, ama bu seferde karısına yaptığını sana yapacak. e o zaman neden değer veresin ki bu adama.

Geçmiş doğumgünü hediyesinden bağımsız bir hediye al. Geçmiş doğumgünü hediyesini de al ama, unutma bak.

yahu kimin kimle ne iliski ysadıgından size ne, sen sadık ol esine sevigline olmayan sana nıye batıyor. o bulanan mıgdenle o ovundugun degelrerını de al git, kimse senınle aynı fikirde aynı hayatta olmak zorunda degil. senı ne alakdar ediyor kimle iliskisi oldugu. yapmak isteyıp de yapamadıgından mı bu hırsın ? yoksa aynısını partnerin yapar dıye mı bu linc ? bu ezikligin mı burda efelenmene sebep. kim ne karısır yahu benım kimle iliskim oldugu.

yemektir, cici seylerdir o sekilde bi guzellik yapılaiblir, ustunu iade etmeyi denemen cok sacma, ve komık olur. odeyebilecgin zaman tamamını odemeyı dene ama kabul emtez muhtemelen. oylesi daha uygun olur.

önümüzdeki sayı demediler, bir sayımız tamamen bu konuda olacak dediler.
dört gözlen bekliyoruz biz de...

gözümüz aydın.

@ want2die/ bu bilginin kaynağı nedir? öğrenmek istiyorum. eğer bu bilgi sahih kaynaklara dayanıyorsa bunu insanlara duyurmak isterim. eğer doğrudan doğruya bilim ve teknik yazarlarından biri-birkaçı ile görüşmelerine dayanıyorsa onlara da ayrıca ulaşmak isterim.

hala darwinin TEORİSİNE inanıo musunuz? ya maymundan gelmiş olabilme ihtimaliniz nedir? hagi akla sığar bu?

uyuzcan' ın 2. duyuruda verdiği metini mail olarak tübitak' a göndermiştim. Bu sabah geri dönüş yapılmış. 2009 yılı içerisinde 1 sayıyı darwin' e ayıracaklarını belirtmişler. Ayrıntılı metine ulaşmak isteyen arkadaşlar olursa sözlük üzerinden mesajla yada okanakosman[et]hotmail.com adresinden ulaşırlarsa gönderebilirim.

Yada direk şurdan bakın olsun bitsin; getir.net

Hala maymun bilmem ne diyen arkadaşlara da şunu söylemek isterim; konu savunulan fikir değil, uygulunan sansür hakkında bir tepkidir. İleri de atıyorum, 5 vakit namazın tarihcesi diye bir yazı sansürlenince aynı tepkiyi vermezsiniz sanırım. Olmaz demeyin olur mu, olur. Teoriye inanmasak bile fikir özgürlüğüne inanalım bari.

eğer müslüman olmasaydım darwine inananların tipine ve karakterlerine bakıp maymundan geldiklerine inanırdım.
sizi bilmem ama benim atalarım insan. sizinkiler maymun olabilir.

fikir özgürlüğüne tamam diyoruz ama aynı özgürlük nedense islama gelince kısıtlanıo. sevmio sanmayın ama mesela atatürkü sevmeyen biri neden ceza alıo. sevmek zorunda mı. ya herkes özgür olsun yada herkes sussun.

canım ya(!), önce evrim teorisinin gerçekten ne dediğini öğren bence. maymundan gelme insanlar falan komik bunlar. evrim, insanın ve maymunun atasının aynı olduğunu söyler.
ama maymundan gelmek için inan evrime bile gerek yok! bir fikre, bir ideolojiye, bir teoriye gelmiş sansürü alkışlamaya anca böyle bir açıklama getirebilirim ben de.

ah bir de her fırsatta kendi mağduriyet edebiyatlarına başlamasalar. buradaki mesele bilim ve teknik'e gelmiş sansür canım, konu ne atatürk ne de başka bir şey.

canım lovely, evrim hakkında bilgim .var. sen maymunla aynı atadan geldiimize inanıo musun. insanlık bu kadar düştü mü. eğer konuyu derinleştirceksek sana şu bilgileri de vereyim. evrimin temelinde şu vardır. başlangıçta tek bi bakteri yeda ona benzer küçücük bi canlı varmış da o zamanla türeyip deişip başka canlılara dönüşmüş. ortama ayak utdurmuş falan. madem canlılar deişip ortama ayak uyduruo o zaman nie küresel ısınma yüzünden binlerce hayvan türü tehlikede. hadi dielim zamanla deiştiler. neden ara geçiş formu bulunamıo. her defasında bulundu die bişiler gösteriolar ama sonradan eklenti, el yapımı yada benzeri bi yalan olduğu ortaya çıkıo. ayrıca evrimde canlıların deişimini mutasyona da bağlıyolar. ama nedense bilim adamlarının yaptıkları mutasyon deneylerinin hepsi fiyasko.

bana bugün cevap geldi basın açıklamasını yollamışlar.

bana dün gelmişti cevap. bir günden az sürdü gelmesi.

ben ortalık yerde yoktan var olan insanlar görüp durduğum için evrime inanmıyorum ama maksat sansüre karşı olmak.

I incomplete olabilir belki.

Bazı programlar bilgisayar tarihini geriye aldığında da yiyor bu numarayı. Ama yeni programların çoğu yemez.

Bunlarla ugraşmak yerine aynı işlevleri gören freeware yazılımlara yönelmek.

Not: Belirli bir süre kısıtlamalı kullandığınız program sürümlerine trial versiyon denir. Demo özellik kısılmış hali.

crack'ini bul devamlı kullan.

artık öyle program kalmadı pek.

zaten tüm programların crackini osunu busunu bulmak eskiye nazaran çok daha zahmetsiz.

bios ayarlarından tarihi geri alıp kullanabilirsiniz ama birçok sorun çıkaracağı için pek tercih etmezsiniz sanırım.

programı kurmadan önce reg dosyalarını export edip saklayıp trial süre bittikten sonra programı kaldırıp eski regleri geri atmak da çözüm olabilir.
tabi bu esnada pcya regleri etkileyebilecek başka yazılımların kurulmadığını varsayıyorum.
ya da sanal pc üzerine kura da bilirsiniz.

tabi bunlar en en kötü ihtimalle başka bir yol kalmamışsa.
artık herşeyin cracki var neredeyse.

sistem saatini anlık olark değiştirmek için bu tip programlar mevcut ama antivirusler bazen saatin değiştirilmesine tepki verebiliyorlar.
www.softpedia.com

ccleaner var, her sey temizliyor.

ccleaner bu konuda pek işe yaramıyor.

ccleaner ile sildikten sonra regedit i çalıştırıp, program adını aratıp ilgili değerleri silerek babylon proyu bile çalıştırıyordum ben. stardict'i keşfettikten sonra artık uğraşmıyorum, o ayrı.

geçen sene daha ayrılığınız tazeymiş, aramak istememiş. ama o arada görüşmüşsünüz, konuşmuşsunuz, sen aramışsın vb. aranızdaki ilişkiyi artık bitmiş olarak görüyor ve seni cana yakın bir dosta çevirmiş zihninde. eski sevgililer bazıları için düşman olur, bazıları için potansiyel gecesibirlik ilişki olur, sevişdeş olur vb., bazısı için de candan dost olur. seni dost olarak görmüş iki saat konuşmuş. belli ki kendisinin de sorunları var ve arayacak kimsesi yok. maalesef diyorum ki umutlanma.

bir süre umursamamayı başarırsanız, hatta yeni bir kız arkadaş bulursanız tekrar size dönecektir..
şahsi görüşümdür, muhtemel başarı %90dır ama gene de sorumluluk kabul etmem :)

umursamamayı başaramam malesef, çünkü ihtiyacı olduğunda yalnız kalmasına gönlüm el vermez, ileride tekrar birlikte olmak için bile. o kadar seviyorum uleen.

ilk olarak cidden ümitlenme. bu kadar aradan sonra arayıp "kendisini hak etmediğimi falan söyler." bu tarz cümleler koruyosa gerçekten öyle düşündüğü içindir. fazla üstüne hayatından tamamen cıkmasını saglama daha kötü oluyo :D (acaba nerden biliyorum)

doğum gününüz kutlu olsun öncelikle.

dönmeyeceğini açık açık beyan eden biriyle mevcut ilişkinizi de gözden geçirin derim hatta, eğer her görüşmenizde böyle dalgalanmalara sebep olacaksa içinizde.

eğer sizi beccaria nın dediği gibi sadece çok acaip yakın arkadaş mertebesine koyduysa ve üstelik bunu; onu cok sevdiğinizi bile bile yaptıysa yani ı ııııhh demek ki sandığınız kadar iyi biri değil, dünya üstünde arkadaş mı kalmadı ayrıca yahu? bana göre eski dostumu bi arayayım olayından fazlası var bu durumun içinde. ha tabi 2 saatlik bi konuşmadan acaip derin manalar çıkarmamak da lazım hevesli tazeler gibi atlamayın olayın üstüne biraz ağırdan alıp işi oluruna bırakın mesela o sizi ne güzel aradı değil mi? ben olsam 1 hafta sonra da kendim ararım "naaptını merak ettim geçen şöle demiştin ya noldu o nasılsın?" derim nabız yoklarım, sen de istediğin zaman ara seninle böyle rahatca konuşmak çok güzel yani aslında falan derim. Ha buarada kesinlikle geri birleşmek istiyorum şeklinde konuları kendiliğinizden açmayın yani bence direk işkillenir kendisini suçlar aradım diye böyle olmuş der aramaz :) 1 yıldır sanırım doğru düzgün bir şekilde hayatında yoktunuz değil mi işte size harika bir fırsat tekrar hayatına girmek için. ama nolur 1 aya çıkcam tekrar onunla modunda girmeyin olaya bırakın size alışsın bi süre hayatında yer açsın, varlığınız mutlu etsin falan haa bunları yaparken belli bi snırı gizemi mutlaka koruyun ama yav bi anda can dostu olarak görmeyecek kadar gizemli oln arada falan merak etsin kimle naaptı acaba gibi. ama yakın davranın güldürün işte. zaten bi süre sonra olay şu anki muğlaklığından çıkar daha net olur herşey. kolay gelsin.

haksızsın.
geçen sene sevgilisi yüzünden aramamıştır: ya arayamayacak kadar kafası doludur ilişkisiyle, unutmuştur ya da ararsa çocukla araları bozulabilir diye yapmamıştır. kavga gürültü ayrılmadığınızı varsayarsak iki saat konuşmanız da gayet doğal. bir zamanlar aşık olduğun insanla tabi ki diğer insanlardan çok daha fazla konuşacak şeyin olur; ki son görüşmeniz üzerinden uzun bir zaman geçmiş, hem konuşacaklar birikmiştir, hem de özlenmişsindir normal olarak.
seni haketmediğini söylüyorsa haketmiyordur, ama tabi bu işlerde adalet aranmıyor; sen onu seviyorsan, senin için en iyisi odur.
iyi biri olduğunu söylüyorsun, umutlanma diyorsa da vardır bir bildiği. umutlanma.

erostrada'nın söylediğini yaparsan olur.. seni güzel bi hatunla görmesini sağlarsan şansın on kat artar. yoksa sen kovaladıkça kaçacaktır. yani ben aksini göremedim henüz..

ya peki sence umutlan diyebilir miydi ki? hadi neyse saçma bi soru oldu senin çooook sevdiğini biliyorsa sana en ufak işaretinde olayın tamamen son hızlda gelişeceğini bildiği için direk önlemini almış ne deseydi yani? bunlar klasik şeylerdir ben seni haketmiyorum falan filan... ayrıca da çok sevdiğinizi biliyorsa niye arasın? biri beni çok sevse ümit vermemek için aramam 2 saat de konuşmam. yani bence böyle dedi ben umudu keseyim o zaman diye bakmayın olaya yav biraz üstüne gidip bakın bakalım yüzeyde böyle gözüküyor ama biraz kazısan altından ne çıkcak? uğraşmaya değer mi anlarsın zaten.

(bkz: hic gelmeyecek birisini beklemek) siradan bir konu ba$ligi degildir, senin ba$indan gecenlerin benzerini ya$ami$ o kadar cok insan var ki, bir goz at derim ben.
ayrica yeni bitmi$ ili$kiden sonra, maziyi yad etmek sikca yapilan bir eylemdir. bu ki$inin yakin gecmi$inde sen varsan ve dostca yakla$mi$san, belli ki seni dertle$ecek biri olarak gormu$. donmuyorlar arkada$im, donseler bile eski tadi kalmiyor. icin buruk bir halde, ukteler ile dolu bir gonul ile oyle $uursuz dola$iyorsun.
biraz gaddarca yorum yaptim ama soylediklerimin aksi $ekilde geli$en bir olay ya$amadim, gormedim. ben de umutlanma diyorum.
ps: kiskandirma olayi aklindan bile gecmesin. olacagi varsa da olmaz.

bayan dusuncesı ıstemısın belırteyım;
gecen sene aramamıs ıhtımaller ana hatları ıle 2 tane ve belırtılmıs 1 sevgılısı 2 ayrılgın yenı olması
bu sene aramıs ıhtımaller yıne 2 tane
1 gercekten dost canlısı yaklasıyor
buraya kadr hersey normal
2. ihtımal o sevgılsınden yenı ayrılmıs bır kızdır ve malum bır kız davranısı olaraktan eskılerı bır yokluyor olabılır. çokça yapılan hata ise bu yoklamalara erkek cınsı tarafından kanmaktır.
arkdasım ozel degılse ayrılan kımdı sızın ılıskıde
yanı ıkı taraf ortak kararıdır ama bı taraf daha bı domınantır. eger kız ayrıdlıysakı oyle gozukuyor uzak dur derım. bır kere bırakan için bırdaha bırakmak pekte zor degıldır. ustelık bırseyler başlarda bırakılıp senden sonrakı eskı sevgılıye gerı donersekı -tuzak ıcınde tuzak- pek hoş olmaz.

bunlar kızlar tarafından yapılan tıpık oyunlardır. yutmamak gerekır.

ama ınsalah ben yanılıyorumdur.

dıp not: eger kızcagız sızın ona karsı zaafınızı bılıyorsa benım tezım guçlenır haberın ola

iyi geceler

sana bişi diyeyim. hayatından tamamen çıkmasını sağla. yazından anladığım kadarıyla sen benim lacivertimsin. eğer onu görmeye, onla konusmaya devam edersen sadece kendine acı cektirmis olacaksın. hatıralarını sil önce. onun eşyalarını çöpe atarak başla. bir yere kaldır demiyorum bak. çöpe at ona iade et, ulaşamıyacağın bir yerlere yolla anlıyacağın. sonra kendini eve kapama, hayatına özen göster. gerekirse anti-depresan al. hayat tarzını değiştirmeden olabildiğince yalnız kalmamaya bak.

ama onu unutabilmek için ilk önemli şey unutmak istemen. sen en zor evreleri atlatmışsın zaten. unutma kısmı kalmış bir tek sende. neredeyse aynı yoldan ben geçtim. doğum günümde "doğum gününüz kutlu olsun isim soyisim" şeklinde bir mesaj attı. o mesajdan sonra unutucam dedim hırslanıp. o kadar gaza gelmişim ki iki gün sonraki doğum gününü unuttum kızın. kendine gazlanacak bir sebep bul.

yanlış anlama ama o kız seni hazır lokma olarak görüyor. yarın kimse ile beraber olamazsa ilişkileri düzgün gitmezse sığınabileceği bir limansın sen. seni haketmiyordum, yok sen benim için hala çok değerlisin gibi laflarla seni kendine daha da çok bağlıyor. düşme bu tuzaklara aç gözünü. hayatından tamamen çıkar, yoksa hep acılar içinde kıvranacaksın. çok ciddiyim.

duygusallığa romantizme yer yok hayatında şu anda. alabildiğine realist ol. bir çift gördüğünde biz de böyle olabilirdik yerine, -inanmasan da- zaten ayrılacağınız ne bu çifti kumruluk de içinden. realistik ol bir numaralı kural. telefon rehberinden ismini ad soyada değiştir. resmiyet koy kendi içinde onun ile arana. aklına her geldiğinde bir uğraş bul. 2 sene çektim bu illeti.

unutmaki asla tamamen unutamayacaksın. hep bir iz kalacak kalbinde. ama 3 günlük sevgilide de kalır 30 senelikte de. of keşke yüzyüze olsaydık! burdan çok zor oluyor birşeyler anlatmaya çalışmak. unutmaya çalış, tek kural bu. boşuna da ümitlenme o kız senin için bitti artık. hayatında ne kadar uzun kalırsa o kadar unutamayacaksın. sanki 6-7 ay önceki halimsin ya. oğlum bak çıkar onu hayatından. çektiğinden kat kat fazla acı bekliyor yoksa seni.

yorum bildiren herkese teşekkürler.

3 senelik bi ilişkinin sonlarında dalgalanmalar oldu ve terk edildim. 1.5 yıl oldu ayrılalı dedim, ancak ayrılmadan 1 hafta önce her şey çok iyiydi. ve ayrıldığı gibi başka birisi ile çıkmaya başladı, pek tabi uzun sürmedi sebebi beni unutmaktı. 4-5 ay sonra seni seviyorum hala diye mesaj attı, sonra kıvırdı arkadaş olarak falan, üzerine gitmedim yine, zamana bıraktım. şimdi yine zamana bırakmayı düşünüyorum, başka kızla kıskandır falan denildi ama yediremem onu kendime ve, karşımdakileri (sevdicek, ve kıskanılacak kişiyi) kandıramam.

geçen rüyamda gördüğümde aramamı istisna olarak saymazsak ben onu arayamam. sebebi gurur değil, rahatsız etmekten, sıkmaktan korkma. zamanla olsun olacaksa istiyorum. sleep may be the enemy'nin dedikleri en yakın geldi bana bilmiyorum.

bu arada eski sevdiceğim diye demiyorum, kesinlikle sinsilik yoktur onda, çok saf ve içten biridir, ona karşı zaaflarım olduğunu biliyor ama bunları kullanmayacağına eminim, belki bilinç altı olabilir olursa o kadar.

doğum günü için ayrıca teşekkürler uyuzcan.




edit:
@ayiadam

kendime zarar verdiğimin farkındayım o da farkında ve unut o günleri artık diyor. ama asıl sorun bende, kesinlikle unutmak istemiyorum hatta unutmamak için uğraşıyorum. neden bilmiyorum ama sürekli bir umut var içimde, tam umut dibe vurduğunda bir yerlerden çıkıyor bir şekilde, ne yapacağımı ben de bilemedim, şu an iki dost gibiyiz. böyle ne kadar gider bilmiyorum.

o diyor ki, dönmek istesem bile eskisi gibi olmayacağı için dönmeyeceğim kesinlikle.

onun iyi biri olduğuna nasıl inandırabilirim insanları bilmiyorum, sevdiğim için öyle geliyor diyeceksiniz ama öyle değil, daha öncekilerde kötü niyet hissettiğim an unutabiliyordum. ben bu sevdiceğin ilk aşkıyım. kendimden daha eminim onun bana karşı kötü bir şey düşünmediğini.

ama arayamam işte... gidemem de..

çok afedersınız bıraz konu dışı ama soylemeden edemıyecegım. bu kızlar cok fena arkadasım. sana soylerken ''fena'' dıyorum ama içimden fena yerıne başka bır kelıme kullanıyorum eskı kız arkadasına zan altında bırakmamak ıcın

@piqolet

belki çok klasik olacak ama bu kız o kızlardan değil.. of ulan of, kapatmayı düşünüyordum doğum günümde telefonu aramadığını öğrenmemek için, şimdi aradı daha mı iyi oldu daha mı kötü oldu bilmiyorum konuştuklarımızdan sonra.

ya o sana karşı kötü birşey düşünmüyor zaten. tek düşündüğü senle de olur ama ya daha iyisi çıkarsa karşıma. sen el altındasın zaten. kızların pek sevdiği bir olay bu. erkek çıldırana kadar gayet iyi işliyor.

uçmazsak daha çok buralardayız. bu akşam yazdıklarını okuyup çok güleceksin emin ol.

abtash kardeşim keske senın dedgın gıbı olsa ama bak acık soyluyorum kızlar cok sever bunu. sil kapat defterı.
o bır kere sılmıs senı 1 hafta sonra neden tekrar senı sevıyorum demıs madem sevıomus neden ayrılmış. sende bu duygular var oldugu mudetce yan yana gelmemenız en dogrusu cunku yıne uzuleceksın. ama kendıne guvenıyorsan ve kendını tutabılecegıne ınanıyorsan arkadasca gorus nasıl olursa bılmıyorum ama 3 bıraya bakar oda
malesef bence gercek bu. yınede sen bılırsın =)

analiz
1) bir kere sizi gozden cikarmis, ustune ustluk baskasi ile de cikmis. yani sizde icine sinmeyen bazi ozellikler bulmus. o eksiklikleri baskasiyla doldurmaya calisiyor.
2) kiz sevdildigini biliyor ve bu konuda senin fedakarlik yapabilecegini biliyor. yani hic yoktan kizin hayatinda bir jokersin. evlenecek insan bulamazsa sen de dunden razisin zaten.

tavsiyem
1) sevgin istismar ediliyor, hemde bal gibi. anliyorum seni, kizla beraber olmak seni mutlu ediyor, onunla vakit gecirmek filan. fakat kizlar boyle iste, icine sinmedikleri bisi olunca cart diye birakiyorlar, gene birakilacaksin.
2) onun icin sen de oyununu oyna; madem seni mutlu ediyor, tekrar beraber olma sansin varsa beraber ol, ama sakin ciddi bisiler dusunme, gonlunu eglendir.
3) 4s kurali metaforik olarak dogrudur.

p.s.: hic bir kiz iyi degildir. onu iyi sanan sensin.

Umutlanmakta haksiz degilsin de, umut edebilecegin daha az can yakacak seyler varken bunda israr etmen pek mantikli gelmiyor.

Su hususa dikkat etmek gerekiyor;

Insanin bir sonraki sevgilisi, kendi acisindan her zaman daha mukemmel olacaktir... Kimse attan inip esege binmez, en azindan boyle oldugunu dusunyorsa bunu 1 sene devam ettirmez... (Gelen gideni aratir dusuncesinin islevsellik kazanmasi 1 yildan daha kisa surecektir ki senden hemen sonra bilikte oldugu sahsi buraya oturtabiliriz)

Dolayisiyla kronolojik acidan, senden sonra birlikte oldugundan mutevellit bir onceki sevgilisine donme ihtimali bile sana donme ihtimalinden kat be kat fazla gorunyor...


Birlikte olmanizi saglarsa onu hala seviyor olman saglar; onun bu durum karsisindaki saskinligini da bir ipucu olarak gorebiliriz. Ama artik sevgili secebilitesini (sevmek oluyor sanirim / upgrade) kaybettigini dusunup "beni sevsin yeter" dusuncesiyle seninle birlikte olacaksa (kadinlar icin 28-30 yas ve uzeri, test edebildikleri kadar erkegi test ettikten sonra begenilmemeye basladiklari donem) eline gecen ilk firsatta seni terk edecektir. Bunu da goz ardi etme.

Neyse onu bunu birakalim. Ya fena halde mazosistsin ve bu durumdan zevk aliyorsun, ya da kendine guvenin sifira yakin vaziyette ve daha iyisini bulamayacagini dusunuyorsun. Yanlis anlama senin o 'umudun sifira yaklastigi anda bir yerlerden umut fiskirmasi' olayini yaklasik dort yil yasamisligim var. Su yazdiklarina cevap verip de yasamayan yok gibidir gerci... Sonunda utopyalarimi susleyen biriyle birlikteyim :) Arkaya bakma, ilerle biraz, paragrafin basinda dile getirdigim olasiliklardan olan 'mazosist' biri degilsen.

Dogum gunun kutlu olsun, iyi sabahlar.

affına sığınarak(bkz: montla sic)

senin için ne kadar hassas bi konu olduğunu bildiğim için tekrar özür dilerim. bütün cevapları okudum ve ben de sleep may be the enemy ve ayıadam ve piqoletçilerdenim. özellikle yırtık fotonun ikinci tavsiyesini dikkate almanı tavsiye ederim. oluruna bırakmak en güzeli. oluruna dediysem keyfine bakarak oluruna bırakmak, umut ederek değil. çünkü seni haketmiyorum'un anlamı seni sevmiyorumdur, bir gram fazlası değildir. bütün bunların iyi veya kötü biri olmayla alakası yoktur ayrıca. seversin ya da sevmezsin, açık değil mi? bunun için aşktirik duygular hissetmediğin yakın bir arkadaşının sana aşık olduğunu düşün. ona ne söylerdin? yaşanmışlıklar var diyeceksin ama o yaşanmışlıklar sevdiceğim diye bahsetmekten vazgeçmen gereken ama hala öyle anmakta ısrar ettiğin insanı mutlu etmiş olsaydı yaşanmaya devam ederdi ama bitmiş. bu arada yeri geçti ama ayrılığınızın üstüne başkasını bulması, seni unutmak için değil de seni unuttuğu için olabilir. gönül bu alkol gibi şişelenip hapsedilmez, üstelik daha uçucudur.

hem senin yaşadıklarını yaşamış hem de seni haketmiyorum demiş bir dost..

böyle bir şey için düşünüp karar vermek çok yanlış olur.

beyninle değil, kalbinle karar vereceksin.

kızı sıkmadan, yormadan, seni yanlış anlamamasını umarak.

eğer içinde en ufak bir umut kırıntısı varsa, en azından ara bir iki kere daha, konuşun, buluşun.

ama karar verme sakın. karar kendi kendine gelir sana..

görüşler için tekrar teşekkürler.

çok mantıklı şeyler geldi gerçekten, hesaplamadım ama yaklaşık % 70 unut gitsin artık diyor. belki doğrusu da bu bilemiyorum ama bana hala oluruna bırakmak daha doğru geliyor. dün 4-5 gibi yattım sabah 9'da kalktığımda uzun zamandır olmadığım kadar mutluydum, sırf bunun için bile değer diyorum. belki biraz mazoşistim, çok acı çektim tamam. böyle giderse daha da çekeceğim onu da biliyorum ama yine devam edeceğim. yaşantıma engel değil işimi gücümü yapıyorum ne de olsa.

narquis de sade ayrıca teşekkür ederim.

abtash kızma ama en kibar şekilde şunu diyeceğim sevdiceğinin kişiliği tam olarak oturmamış maalesef. sen ondan daha olgunsun. yani bana göre kişiliği oturan bir insan olsaydı -senin ona karşı hislerini bildiğini söyledin- arayıp 2 saat konuşmazdı. doğum günü "bahanesiyle" sana ümit vermezdi. evet sana karşı boş değil ama artık ayrılırken ne yaşadıysanız onların etkisinden de kurtulamıyor. şuan bu ilişkiye başlasanız bile çok süreceğini sanmıyorum. ama ileride okulunuz bitsin şu gençlikten yetişkinliğe doğru adımlarınızı atın o da ne istediğini bilir siz de. daha dengeli, daha dürüst birşekilde bir ilişkiye başlarsınız belki. herşey olacağına varır. geçmez denen dertler bitiyor. unutamam denilenlerin üstüne toprak atılıyor.

ayrıca doğum günün kutlu olsun. umarım yeni yaşın istediğin tüm iyi şeylerin gerçekleştiği bir yaş olur. ve gene ayrıca atrin in yazdıklarının hepsine katılıyorum.

kardeş öncelikle doğum günün kutlu olsun nice yaşlara. sadece şunu bilmeni isterim önceden vazgeçilmez gibi görünen şeyler belli bir zaman sonra unutulabiliyor. unutup daha iyilerine kavuşmak içinse arkaya bakmadan yürümek ve böylece önündeki çukurlara düşmemek gerekiyor. en tatlı, saf ve nazik kızın bile içerisinde beğenilmek gibi kötü bir parça vardır ve bunlar ona kendilerinin güzelliğini diğer kızlardan farkını sürekli fısıldar. "hala seviyor, hala beğeniyor" bunlar aslında kendi kendisine güzel ve çekiciyim diyen mekanizmalar. şöyle ki madem seninle olmayacağını belirtmiş ama "kesinlikle" belirtmiş bu demek oluyor ki seninle ilişkinin altını kısmış kardeşim. tam ateşte yanarken seni kaynatmış ve şu an olduğun gibi tutuyor. er geç o tüp biter sen de ısındığınla kalırsın benden söylemesi. =) (garip oldu biraz benzetmeler farkındayım ama rejimdeyim ve çok açım affedin hsajhda)

yaşadıklarının hemen hemen aynısını yaşamış bir insan olarak söylüyorum, hayatından çıkar abicim, her başı sıkıştığında arar, kendini hatırlatır unutmana izin vermez, ümitlenirsin, ama en sonunda elinde bir hiç olur.
zamanında kendini kullandırmış bir insan olarak söylüyorum, kullandırma kendini.

bence kız direk olarak sevilmemekten korktuğu için seni aramış. yazdıklarından anlaşıldığı kadarıyla hayatının bütün dönemlerinde sürekli birileri tarafından sevilen bir kız. bu sebeple sevilmediğini hissettiği anlarda senin doğum gününü bahane edip aramış. doğum gününün bahane olmasını düşündüren bir önceki sene aramamış olması ve 2 saat süren konuşma.

şimdi bence yapılacaklara gelirsek kaçan kovalanır her zaman çalışan bir kuraldır. tabi sevgi varsa eğer kovalamazsa zaten sevgi yoktur. benim tavsiyem, uygulanması seven kişi tarafından imkansıza yakın olsa da umursamıyor gibi gözüküp arada umursadığını hatırlatıp sonra tekrar öyle gözükmek. başarı oranı çok yüksek ama...

bir kiz olarak yorum yapip sonra da genel olarak gorusumu soyleyecegim.

bir kere bir kiz birini seviyorsa asla ama asla ondan ayrilamaz. oyle bir sey anca filmlerde olur. goruldugu uzere kiz seni artik sevmiyor ancak demek ki senin kadar deger vereni bulamadi ki sana siginiyor yani bir bakima cepte tutmaya calisiyor. senin her istediginde ona gidecegini biliyor. yazik...

bir de bunlari asmak zor degil inan. karsindaki insan bir kere seni incitecegini bile ile bir seyler yapiyorsa o inan dunyalar tatlisi falan olamaz. ileride bir gun bunlari astiginda ne malmisim diyeceksin bahse girerim.

insan boyle seyler kendi basina gelince mantikli dusunemez. etraftakiler akillica konusunca da kimse beni anlamiyor tribine girer. diyecek lafim yok bunlarin cook daha kotusunu yasadim. ama insan bir sure sonra asiyor ya her yara kapanir sen habire acaba kapanmismi diye bakmadikca. biraz yalniz kalmani ve o sure icinde kimseyle gorusmemeni tavsiye ederim...

hemen hemen senin yaşadıklarının aynısı da benim başıma geldi..

şöyle ki, eski sevgilimle birbirimizi her doğumgününde ilk kutlayanları olurduk.. ayrıyken de dahil.. geçen sene benim doğum günümde hiç beklemememe rağmen -bi senedir falan görüşmüyorduk, kavgalıydık- yabancı bi numaradan, onun adından bi mesaj geldi. numara değiştireceğine ihmal vermeyerek kimmiş bu diye aradım, o çıktı. haliyle sohbet muhabbet ettik ama öyle kalmış idi.. benim doğum günümden 2 hafta sonra da onun doğum günüydü, aradım tekrar konuştuk.. ertesi hafta da buluşmul idik zaten..

aynı şekilde o da benim onu haketmediğini söylüyordu, hatta ayrılmamzın sebeplerinden biri de onun beni benim onu sevdiğim kadar sevmediğini söylemesiydi.. lakin gene bir oldu iki gönül, ama her eski sevgili muhabbetinde olduğu gibi anca 6 ay falan yürüdü gitti.. zaten bana söylemeden gidip kendisine yavşayan bi herifle çıkmaya başlamış, seninkine sözüm yok zaten, benimkinin karakteri bu..

diyeceğim o ki, eğer bi kız ben seni haketmiyorum muhabbetine girdiyse onun aklını çelmek ayrı, çeldikten sonra bunu devam ettirebilmek ayrı bi dert.. herhangi bi olayda sırf bu nedenle bitirmek isteyebilir, üstüne bi de "ben demiştim" diyebilir felan..

senin gibi ben de bu 1,5 senelik süre boyunca ümidimi kesmek istemedim, bekledim..
şansım olsa da bi kızla beraber olmadım, sırf sağdan soldan duyup onu beklemediğimi sansın diye.. layık değilmiş, kendime üzüldüm..

diyeceğim şudur ki, kendini şartlama.. umudun seni uzun vadeli olarak süründürebilir, canını yakabilir.. insan emin olmak istiyor, dönecek mi dönmeyecek mi diye; ona göre şekillendirmek istiyor kendini ama o da pek mümkün değil zaten..

doğum günün kutlu olsun.
zirve yapsak sanki daha iyi olacak?

benim duruma en yakın thefalloftekin çıktı. halimden o anladı en iyi sanırım. şu an açıkçası berbat durumda değilim, dün değildim, 1.5 sene öncesi gibi değilim yani, günlük işlerimi yapıyorum hatta bugün o kadar yoğundum ki, sabah 10.30'dan sonra yeni nefes alabildim yemek bile yemedim o derece. günlük işlerimi aksatmıyor, ama oradan buradan illa hatırlıyorum. (isterseniz aptallık diyin) şifrelerimin hepsi o'nun adının kombinasyonları olduğu için çıkıyor hep bir yerden. sırf o da değil 50 tane şey var. eski yeni bütün şarkılar falan. ama şu an bunlar bana zarar vermiyor. dövünmüyorum yani, sadece başkaları ile birlikte olmamı engelliyor! bu düşünce ondan da rahatsız değilim, varsın kaçan fırsatlar olsun:)

şunu biliyorum ki, beni ona bağlayan onun masumluğuydu, 5 sene önce tanıştık ve onun ilk aşkıyım, en masum halini gördüğüm için hep öyle kaldı benim için. biliyorum şu an eskisi gibi değil, bu haliyle iken tanışsaydım başlar mıydık diye soruyorum kendime, hayır cevabını alıyorum. ancak bu haliyle de devam etmeye dünden razıyım. thefalloftekin teşekkürler. gerçekten zirvelik oldu. bu kadar şeyi okuyup yorumlarını esirgemeyenlere teşekkür ederim tekrar. davranışlarımı değiştirmeyecek, yani beklemeye devam. ama daha mantıklı bakıyorum artık.


ha bu arada, 2 arkadaşı var onun çocukluktan beri birlikteler, onlarla da baya samimiydik hep birlikte kartinge giderdik falan, ilişki bittikten sonra ara ara görüşür olduk. nereye gelicem bakın, 5 senedir sadece ilk sene doğum günümü kutladılar(ben de onların öyle, şu an hatırlamıyorum onlarınkini) bu sabah daha samimi olduğumuz mesaj attı. 40 dakika kadar önce de diğer arkadaşı attı. gel de delirme arkadaş. hadi sabah atanı belki hatırlamıştır diyelim(3 sene kutlamayıp şimdi kutlamak!) ama öğleden sonra atanın doğum günümü hatırlamadığına eminim, ki zaten onunla o kadar samimi değiliz. öyle ki numarasını sildiğimi sanacak sonuna ismini yazdı, o derece.



neden bu kutlama şimdi arkadaş????

Liman erkek konumundasın. Daha fazla zarar görmeden bırak, hiç görüşme. Arasa takma. Ya da ben unutabilirim diyorsan işine bak. Ama hiç görüşmemen en iyisi. Yoksa çok zarar görürsün, kıza bir şey olmaz.

o bahsedilen 2 arkada$in dogum gununu kutlamasi hakkinda bir-iki fikir:

1: bu arkada$lar facebook'da listende ise, ve son 1 sene icine listene almi$ isen, dogumgununu kutlamak, facebook'ta gorunce akillarina gelmi$ olabilir. onceki senelerde kutlanmayi$inin sebebi budur belki.

2: seninle yaptigi sohbetten bahsetmi$tir arkada$larina, onlar da pas gecmeyip kutlami$lardir dogumgununu. kizlar boyle cetrefilli du$uncelere bayilirlar. genelleme gibi olmasin da. ya da olsun. aksini iddia eden cikmayacaktir bana gore.

ps: dogum gununu es gecmeyelim, mutlu yillar.

@karaktersiz teşekkür ederim efenim:)

bu arada facebook falan öyle yerlerde hesabım yok, doğum günümü o şekilde öğrenmiş olamazlar, kesin onunla konuşup öğrenmişlerdir. ancak kızları anlayamıyorum arkadaş, ne ara geçti bu konu. neyse. bu arada karaktersiz,nickini copy paste yaparken yanlışlıkla msn'e karaktersiz yapıştırıp enterladım, ben bir bahtsız bedeviyim!

"vazgeç gönlüm"
diye bir şarkı var.bunu dene.

@skplgl
az dinlemedim. ama nedense herşey yaklaştırıyor beni ona. anlamadım gitti.

@abtash

oha, bizimki baya baya aynı lan..

biz de 4 sene önce tanışmıştık, birbirimizin ilkiydik..
aynı şekilde onun da çocukluktan arkadaşları vardı, ara ara görüştüğüm.. beraber sürpriz doğum günü bile düzenlemiştik felan.. ilişki bitince sık görüşmez oluyosun haliyle onlarla da..
seninkilerin doğum gününü kutlama sebebi ise kızdan duymaları, akla gelmişken de kutlayayım demeleri.. altında bişi arama yani..

madem birbirimize çok benzeyen ama benim önden gittiğim bi ilişki var ortada, "keşke yapmasaydım" dediğim tek şeyi seninle paylaşayım; onu beklemek..

ben 1,5 sene boyunca onu unutmayı denemedim.. "nası olsa bir olcaz tekrar, mutlu mesut olucaz" havasında ne başka bi kıza baktım ne de sevgimi azalttım.. bekledim yani sıkılmadan, kıvılcım çıksın diye.. bok yemişim, bildiğin.. sen bari yapma..

bu "ondan nefret et, unutmaya kas" demek değil.. ümit bağlama sadece, bekleme..
normal biri gibi kalsın.. bir daha beraber olmayacağın, eski bi sevgili olarak kalsın..

tekrar bir olup 6 ay sonra daha beter bi şekilde ayrılmak yardımcı oldu bunu atlatmama açıkçası, ama sen buna mecbur değilsin..

ben de çok seviyordum, bi kız için bi daha yapamayacağım şeyler yaptım..
şimdi sadece güzel anı olarak kaldı kafada..
bunu tekrar birlikte olmadan becerebilirdim diyorum şimdi..
sen niye yapamayasın?

tekrar o mağazaya gitmekten başka şansınız yok gibi görünüyor.

bir arkadaşınızı gönderebilirsiniz kendiniz gidemeyecekseniz.

o mağazanın telefon numarasını www.colins.com.tr bu adresten bularak telefon acabılırsınız mağazaya..telefona çıkan kişiye hiç bir açıklama yapmadan sadece XXX bayan ile göreşebilirmiyim demeniz yeterli. Neden görüşmek istiyorsunuz diye aptalca bir soru sorulursa kendisine ürün ayırt ettirmiştim onun için dersiniz..

bana sorarsanız pek etik olmaz.sonuçta iş yeri ve iş yeri telefonuyla ne gibi bir tepki verir orası ayrı..

sorun su ki magazaya telefon edemem ya da baskasini gonderemem. kizi isinden edebilir ya da mudurden firca yemesini saglayabilirim baska insanlar farkederse. bunuda kesinlikle istemem. tam 1000+ kisiyi taradim facebookta bulamadim. evet takinca takiyorum

gsm operatorlerının bilinmeyen numara servislerine basvurdun mu? belki çıkar bişeyler..

sadece isim var elimde, soy ismi olsa bi sekilde bulunur zaten. bide okumuyor onu biliyorum.

facebookta ararken isminin yanına colins koyun.yani şöyle

fatma colin's veya fatma colins

böyle de bir şeyler çıkabilir.ben buldum bir kaç kere böyle.tabi profilinde colinsle ilgili bir şey varsa.
bir diğer yöntem de colins çalışanları vs gibi gruplar olabilir oraları kurcalayın.

madem mağazaya gitmek istemiyorsun şöyle yap; yine git mağazaya ama kızın çıkışına git iş çıkışı 2 3 cümle edersin.

işi çok yokuşa sürüyorsunuz. o olmaz bu olmaz diyerek sonuç alamazsınız. en mantıklısı telefonla aramak. arayın mağazayı. o kişiyi isteyin. sormazlar ama sorarlarsa da isott'un dediği gibi "ürün ayırtmıştım dün o bana yardımcı olmuştu" diyin. telefonda da derdinizi anlatın. merak etmeyin hiçbir işveren, personelini birisi aradı diye kovmaz. kaldı ki müşteri olarak arıyorsunuz. öyle olmasa bile "sağpığın biri aradı patron" der en fazla, yine kovulmaz. böyle sudan sebeple adam çıkarılmaz. kız da merak ederse düzgün konuşur, buluşursunuz. ya da insan gibi reddeder.

sigortalı çalışıyor ise sigorta primlerinin yatırıldığı tabloya bakmaya çalış.orada adı soyadı yazıyordur. işyeri sicil numarasını öğrenmeye çalış bazı muhasebeciler işyeri sicilden ve o sicil altında sgk lı olarak çalışanları bulabiliyorlar.

bu tarz bir tarık akan gülşen bubikoğlu filmi vardi izle istersen bir belki fikir verir :)

hangi sube oldugunu söyle bari de eksiduyurudan biri yakınsa gitsin konussun. ama sakarya deme yakarım.

biri gidip bi şekilde soy adını öğrenebilir çaktırmadan?

ares var bi de.

neden? ben de limewire kullanıyorum bende bir sorun yok gibi. eğer son zamanlarda artan aldatıcı link mi, dosya mı artık ne dersek onları kastediyorsanız zaten şarkıyı aratınca boyutuna bakarak ve önizlemeyi deneyerek gerçekten mp3 olup olmadığını anlaşılabiliyor. ares bana limewire kadar kullanışlı gelmemişti. bu tarz programlar arasında en beğendiğim ve arşivime büyük katkıları olan bir program limewire. ondan böyle bir avukatlık içine girdim:)

soulseek

@insantaklidiyapanmaymun; ares'ten ben de memnun kalmadım. Limewire'da bırkac ay oncesıne kadar aradıgım her seyı buluyordum ama son zamanlarda aradıgım hıcbır seyı bulamıyor, degıl eskı yenı sarkıları bıle bulamıyorum. yanı sorun dıger dosyalar arasından dogru olanı secmek degıl, onu coktan gecmıstım de artık hıcbır kaynak getıremıyor. benım bılg'de mı bır sorun var acaba?

ne aradıysam bulabiliyorum ben. bir ara sorun vardı bende de bağlanmıyordu falan belki öyle bir şeydir. arada olabiliyor böyle durumlar daha önce arkadaşlarımdan da hiç sonuç göstermiyor ya da bağlanmıyor gibi şeyler duymuştum. siz başka programla idare edin bir süre sonra tekrar deneyin bence. çünkü daha 1-2 saat önce çokta popüler olmayan birkaç parça indirdim. genellikle yabancı şarkılar indiriyorum ben, bilmiyorum ne tür şarkılar için arama yapıyorsun ama sorun yok yani gayet düzgün çalışıyor şu an için.

edit: bu sırada theunforguven soulseek'i yazmış. benim duyduğum kadarıyla o da kaliteli bir program onu deneyebilirsin istersen, ben hiç kullanmadım bilmiyorum nasıl bir şeydir.

frostwire

(bkz: emule)

"soulseek + torrent + google aramasi = kesin cozum" derim ben (;

ares iyidir..

"şarkı adı" rapidshare şeklinde google search ve google önbellek hemen her derde derman bence....limewire da özellikle yerli mp3 bulmak zor son zamanlarda

Düzgün ayarları yapılmış bir emule kullandığınızda, aradığınız eski-yeni hemen hemen tüm şarkıları bulabilirsiniz.

www.youaremyhigh.com da fena değildir...

valla cok lazımsa terziye gösterin diksin.

@sleep may be enemy Terzi elbise bir tercih ancak astarı yüzünden pahalı geliyor bu şekilde. Hazır almak en iyisi diye sordum :)

İstanbul'da olduğunuzu varsayarak Laleli-Beyazıt diyorum. İllaki aradığınız tarzda bir şeyler mevcuttur. Üstelik fiyatları da çok uygun oluyor.

@kabizcik maalesef çalışmadı.

games.katz.cd

sanırım burda var 1 ve 2..

bir de doom collection diye birşey var

games.katz.cd

kapattığın maille giriş yapmayı deniyosun, onlrda o mail adresine bir mail yolluyor sonra olaylar gelişiyor.

denedim ama olmuyor işte mail falan geldiği yok off neyse beklim ben çok teşekkür ettim:)

spam box a da baktınız mı?

olur öyle.sabret.

facebook'ta kullandığınız adres hangisiyse ona gelecektir. giriş yaparken gönderildi diyorsa mail yollanmıştır adresinize.

ewt kesinlikle işe yarıyor fakat bütün gün kullanmanızı tavdiye etmiyorum yavaş yavaş alıştırmalısınız kendinizi malum kaaslar oturuş bozukluğundan zaman içerisinde şekillendiği için birden dik durmak çok fazla yoruyor.
Doktora danışmanıza gerek yok medikal ürünler satan yerlerden rahatlıkla alabilirsiniz
geçen sene 40 ytl ye almıştım.

konuyu çalmak gibi olacak, kusura bakmayın fakat ufacık bir sorum var. tabii ki deformasyona göre değişiyordur ama, ortalama olarak ne kadar zamanlık bir kullanımda yeterli bir verim almak mümkün?

düzenli kullanınca işe yarıyor.

dik durmak için olan ürünlerden bahsediliyorsa daha önce ortopediste gittiğimde bu tür ürünlerin kasları tembelleştirdiğini söylemişti. dik durmaya çabalamak gerekiyor. bahsedilen aletler ise çabasız dik durmayı sağladığından nihayi amacı gerçekleştirmiyor sanırım..

bir alternatif olarak bel yastığı desem? özellikle bilgisayar başında otururken, her yerde otururken.

bence senin doğa üstü güçlerin var hacı... ilk başta hep böyle olur insana sıkıntı verir falan, ama o güçleri kullanabilmeye başlayınca bir sorun kalmaz... sen muhtemelen ya geleceği görebileceksin ya da insanların zihnini okuyabileceksin..

telefon sinyalerine karşı beynin hassas olabilir (var böyle insanlar) . bi doktora görünmen de fayda var.

bence hocaya git.

bende de benzer bir sorun var. ama benimkisi kesilmiyor ya da kafamdan ışık saçmıyorum. ağrı yapıyor kulağımın içinde. bluetooth kulaklık kullanınca hiç bir şey olmuyor. rahat rahat kullanıyorum. ama en sorunsuzu kablolu kulaklıkmış sanırım.

benim de şimdiye dek telefonla cok haşır neşir olunca kafam beynim ağrımıştır, ben hep psikolojik yaa kendimi şartlarım deyip geçiştirdim...

hocaya git ve doğa üstü güçlerin var diyen arkadaşlara hitaben.

daha yardım sever ve işin ehli arkadaşlar soruna daha verimli çözümler buldular faydası olması açısından yazayım da siz hocayla hacıyla uğraşmayın.

Öncelikle cep telefonu, bilgisayar, mikro dalga fırın ve hatta bir vantilatörden dahi etkilenen insanlar varmış dünya genelinde 1000 insandan 1'inde bu sorun yaşanabiliyormuş ve hatta kimileri en ufak bir elektronik eşyanın bulunduğu odada dahi bulunamayabiliyormuş.

Hattın kesilmesi olayına gelicne tamamen teknik bir konu olduğunu öğrendik efendim şöyleki, kesinti çoğunlukla evde oluyor bölgedeki baz istasyonunun çok yoğun olması ya da güçlü olmaması veyahut evimize uzak olması nedeniyle ara ara kapsama alanı dışına çıkabilirmiş kulaklık takıldığında ise kulaklığın bir nevi güçlendirici anten görevi görmesi telefonun daha iyi çekmesine neden olmasına bu yüzden de kesintinin yaşanmamasını sağlayabiliyormuş

yani neymiş birine yardım etmek için daha mantıklı yaklaşıp hacı hoca işine karışmak yerine sessiz kalmak daha mantıklıymış.

Yeni birini bul (Evet çok klasik).
Acıdan beslenmekten vazgeç. Tlf numaraları vs. hep karşına çıkan şeylerden kurtul.
Sana coşku veren, heyecan veren aktivitelere zaman ayır.
Muhtemelen son 1,5 senedir insanlar senin mutsuz olduğunu yüzüne söylüyorlardır. Aynı insanların seni mutlu gördüklerini söylediklerinde hayatın normal hale gelmiş olacaktır.
Emin ol ki sürekli ondan bahsetmenden, etrafındaki herkes(evet herkes!) bıkmıştır!

benim sorunum unutumamak değil malesef, unutmak istemiyorum korkum unutmak.
ayrıca kimseye bahsetmiyorum, yani kimsenin başının etini yemiyorum, zararım kendime. çevreme belli etmemeye çalışıyorum ve inandırdığımı da düşünüyorum.
unutmak istenilmeyecek kadar iyiydi herşey(şimdi neden bitti o zaman falan neyse)

ha bu arada 1.5 sene oldu ayrılalı ama temmuzda doğum gününde yanına gitmiştim kumsalda güneşin doğuşunda yanyana oturuyoduk, durum karışık.

ben unutmamak için tiyo istiyorum, korkuyorum unutmaktan.

o ilişki 2-3 yıl daha sürer, yine biterdi. emin ol buna. "iyi ki bitti" diyip önüne bakman gerekiyor. aslında her halükarda bunu demeliydin. 1,5 yıl olmuş yani. süreç sancılı, geçer ama merak etme:)

daha öncede yazdim yine yaziyorum
ne unutmak zorundasin ne de hatirlamak
ne tamamen unutulur ne de hep hatirlanir
hayat boyle bir sey degildir
hatirlamak icin yasanmaz
unutuyorsan birak unutulsun
ama illa da unutmuycam diyorsan
hatirlatacak ne varsa yap, resimlerine bak, yazili seyleri tekrar tekrar oku
sarkilari dinle, onun icin bir seyler yaz ama üzerine yeni yasanmisliklar da koyman gerekli
madem mumkun gorusmeye devam et
durumun nesi karisik gayet basit
eski sevgilinin dogumgununu beraber kutlamissiniz, ikinizin de akli basinda olduguna, kimse size bunu zorla yaptirmadigina gore
durumun kontrolunu kaybetmedigin surece pek sorun yok ama
bu kontrol meselesi de lafta kolay
ama yine de size kolayliklar

başka birisi ile olunca onu unutmuyorsun.. hatta o başka birinin yanında uyurken adını sayıklayarak o başka birini üzebiliyorsun.. bilse bile yaranı, üzülüyor, yıpranıyor.. işte o başka birine, muhtemelen seni seven ve bu yüzden bu kadar anlayışlı olan; bunu yapmaya hakkın olmadığı için, hiç hakatmediği halde ona böyle acı çektirdiğin için (istemeden), onu yeterince sevemediğin için vesaire çok kötü hissediyorsun, düzeltmeye çalışıyorsun.. bu arada sevdiğin kişi kusurun oluyor.. selülit gibi, çok sevmediğin, göstermemeye çalıştığın, istemediğin ama olan.. o seviye istediğini veriyor.. aynaya her bakışında (boydan ayna) görüyorsun ama saklamaya, gizlemeye, unutmaya, yokmuş gibi davranmaya ve hatta inkar etmeye çalıştığın bir parçan.. al sana unutmamak.. selülit diye adını da sayıklamıyorsun uykunda artık, sayıklar mısın sayıklamazsın, en azından bende öyle oldu, sevgili (başka biri olan) seni kusuruna rağmen seviyorsa: kıçındaki bacağındaki selülitine takılmıyorsa gözü yani, ne ala.. zaten bulmuşsun o kadar sevenini sev onu.. önce aşık gibi sevme.. başka bişey gibi sev.. sonra zaten zamanla o da parçan olur.. hem böyle olmasın istemeyeceğin bir parçan gibi, bakıp gülümseyeceğin güzel bir yerin gibi..
yani, başka sevgili iyidir..

not: 3 yıl oldu, unutmak istemiyorum, acıyı en yoğun halde çekerken bile istemedim ve kimse bana istemediğim bişeyi zorla yaptıramaz, unutmuyorum ben o sevgimi, sevgilimi, sevilmemi..

yan etkiler: acıdan beslendiğimi iddia eden, kızan, ağırlığını koymaya çalışan başarısız olunca ağırlık koymaktan vazgeçen arada laf sokan eş dost.. kalp kırılmaları (olmazsa olmaz).. çektiğin acıyı sevdiklerine acı çektirdiğin için haketmenin ferahlaması (hastasıyım bu vicdan muhasebesinin en çok).. sabırsız sevgi eksiklikleri (hoşça yerlerinde kalsınlar) =)

unutmak istemiyorsanız bunu tek taraflı yaşamanın hiçbir manası yok. hissediyorsanız içinizde, eminseniz onun için en iyi ihtimal olduğunuzun, biliyorsanız ona sizden iyi kimsenin bakamayacağını peşinden gidin tekrar. bunu ona söyleyin. geçen 1.5 yılı anlatın. hatta bazı filmlerin sadece bu konuyu anlatan sahnelerini kesin bir cd ye yazın ve ona yollayın, belki de bir mektup içinde. aklıma ıssız adam geliyor. espri olsun diye değil. sondaki konuşma sahneleri bir önerimdir.

...

bana zamandan söz ediyorlar
gelip size zamandan söz ederler
yaraları nasıl sardığından,
ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
zamanla ilgili
bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
hepsini bilirsiniz zaten,
bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
dahası onalar da bilirler.
ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
öyle düşünürler.
bittiğine kendini inandirmak,
ayrılığın gerçeğine katlanmak,
sırtınızdaki hançeri çıkartmak,
yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak
kolay değildir elbet.
kolay değildir
bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
zaman alır.
zaman,
alır sizden bunların yükünü
o boşluk dolar elbet,
yaralar kabuk bağlar,
sızılar diner, acılar dibe çöker.
hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
o boşluk doldu sanırsınız
oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir

gün gelir bir gün
başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
o eski ağrı
ansızın geri teper.
dilerim geri teper.
yoksa gerçekten
bitmişsinizdir.

....

Murathan Mungan, Yalnız Bir Opera'dan,